Doğrunun bile kurtaramadığı bir kaba gerçekliği yaşıyoruz nicedir.Haklılık güçlülüğün değil, yenilginin koşulu oldu.Söz, bulanık bir rüzgarla penceremizde savrulan güz yaprakları kadar kederli ve geçerli.İçtenlikse, bir yitik zaman hüznüyle hoyratlığa süs bir antika artık, mezat salonlarında görücüye çıkmış.Olsa olsa bir anıdır güzellik,herkesin bir vakit kirpiklerinde bir rüzgarla yaşadığını sandığı... İnsanın Acısını İnsan Alır
Sayfa 83 - Kırmızı Kedi
Barış sözcüğünü, yorganın altında bile mırıldanmaktan ürken ülkede, ağzına dayanmış namlunun ardındaki ölümün sesiyle, senin yaşamı kutsayan sesin eş tutuluyor! İnsanın Acısını İnsan Alır
Sayfa 33 - Kırmızı Kedi
Reklam
Herkesi babama benzetirdim. Ya da hiç kimse babama benzemezdi. Evimizde yapraklanan bir çınar ağacıydı.Gölgesi yazın serinlik, kışın sıcaklık verirdi.Yanımda olduğu zamanlar iki kat yaşardım. Yüreğimde karıncaların yürüdüğü bir yeni zamandı.Kim birazcık ona benziyorsa gizlice seviyordum. Bütün erkeklere mavilik veren bir gökyüzüydü.Birgün gelmeyiverdi.Ben inanmadım. Sonraki günler de gelmedi.Ben bir çınarın yaprağından defalarca düştüm. ... Annem, babamın yerine de sevdi beni.Hohlayıp hohlayıp sildi acımı. İnsanın Acısını İnsan Alır
Sayfa 37 - Kırmızı Kedi
Yalnızlığı ne kadar geniş bir alana yayarsan yay, ne kadar uzak bir zamana ertelersen ertele, acısı ve ağırlığı azalmıyor. Çünkü insan, yüreğini göğüskafesinde yapayalnız taşıyor. İnsanın Acısını İnsan Alır
Sayfa 31 - Kırmızı Kedi
Ve neden insan, ne kadar acı geçerse geçsin, çocukluğunu okşar durur yaşlandıkça? İnsanın Acısını İnsan Alır
Kırmızı Kedi
Günlerdir yoksun. Öfkeni bile özledim. Nasıl bir uzaklıktan geleceksin bilemiyorum.
Reklam
Çocuklar dünya karşısında yenik büyüyordu. Babalarından başka doğru bilmeden yaşlanıyordu erkekler.
Ömrümden öteye taşıdığım çocuk...Ya sen bu ülkede doğmasaydın, ya ben aşkı herkes gibi bilseydim.
ağzımdaki meneviş sendin insanlara şiirler okurken. bütün öksüzlerin kederiyle baktım yüzüne, ne zaman geleceği düşündüysem..
dönüp dönüp sana geldikçe anladım özgürlüğün aşk olduğunu. alışkanlıklara yenilmedim ben, seni bir alışkanlığa dönüştürmek istemedim sadece..
Reklam
bir ülkenin acılarına tutunarak özür dileyeceğim. Işıklı bir korunak arayacağım sesinin kıvrımlarında. "Gelmen iyiliktir" diyeceğim. Yüreğimden başka yanıtım olmayacak..
'Aşk iki kişiliktir' sözünü düşüneceğim uzun uzun. Kalkıp pencereden hayata bakacağım. Alnından öptüğüm yerde ülkemsin, ağzından öptüğüm yerde kadınım, diyeceğim. Bir gülüşünle çıkıp caddeleri dolduracağım. Ömrümden öteye taşıdığım çocuk.. ya sen bu ülkede doğmasaydın, ya ben aşkı herkes gibi bilseydim..
Burada mutluluk kişiliksiz bir duyguyken, uzaklarda acı bile yaşama bağlıyordu insanı. Durduğu yerde değersiz bir bütün olarak kalmaktansa, parçalana parçalana gitmenin büyük doğruluğuna inandırmıştı kendini..
Kimsenin sesinde bulut yok, kanat yok, rüzgâr yok; bir hızar sesiyle konuşuyor artık herkes. Kalbinle donattın önce gövdemi, sonra aşkın nasıl bir yoksulluğa dönüştüğünü gösterdin. Sevinçler bitti, kapı zilleri bitti. Ne bir yere giden var, ne gelenlerin yüzünde bir iyilik. Senden başka anısı yok döndüğün yerlerin. Tükeniş, kendini yokluğunla tanımlıyor..
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.