Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
+Hiçbir insan özgürlüğüne tehdit oluşturan bir diğer insanı sevemez. Bu onun elinde olan bir şey değildir. Bunu ona doğası emretmektedir. İnsanın özü ruhtur. Ruhun özü de sonsuz özgürlüktür. Bu yüzden özgürlük, insanoğlunun en mukaddes değeridir. Bu sözümün sana çok felsefi geldiğinin farkındayım. İstersen bir örnekle daha somutlaştıralım. İnsan neden su içmeden yaşayamaz? -Çünkü, vücudun çok büyük bölümü sudur. Su onun doğasıdır. Her lıkırtıda aslında o doğasıyla buluşmaktadır. Ne demek istediğini anladım. +Ben de seninle hem fikirim, özgürlük marjinallerin tutkusu olarak algılanıyor. Şunu bilmelisin, özgürlük saçlarını kırmızıya boyatmak değil. Özgürlük, insanın içme suyudur. Mütevazı bir ev hanımının özgürlük bilincine kavuşması, yerini yurdunu terk edip uçlarda bir yaşam sürmesi demek de değildir. İnsan aynı düzende devam ederek de kendini özgürleştirebilir. Özgürlük, korkusuzluktur. Bir şeyi korktuğu için değil, sevdiği için yapmaktır.
Sayfa 189Kitabı okudu
BENLİĞİN KENDİ ARZULARI VAR VE O İBLİS DEĞİL
Benliğe ilişkin bir şeyin daha farkına varmamız gerek. Benliğin kendine özgü arzu ve istekleri vardır ve sorun iblisin çalışması veya kötü ruh kaynaklı bir etkinlikten kaynaklanmıyor. Bir kez daha Efesliler 4:22'ye bakın. EFESLİLER 4:22 22 Önceki yaşayışınıza [yaşam tarzınıza] ait olup ALDATICI TUTKULARLA YOZLAŞAN ESKİ YARATILIŞI [eski
Sayfa 65 - GDKKitabı okudu
Reklam
Doğa Tesellisi
"Kur'an-ı Kerim'de ''Allah fesadı sevmez" buyrulur (Bakara, 205) . Fesadın anlamı bir şeyin doğasını bozmak, onu yerinden etmek, o şeyin tabiatına müdahale etmektir. Hastalık, keder ve hüzünler de insanın doğasıdır. Bunların hiç olmamasını dilemek, insanı tabiatından koparmak istemektir. Eşya bozularak fesada
_Bir insanı hiç bir sebep yokken yüreğinizde sıcacık hissediyorsanız, işte bu, gerçek sevgidir. _Sevgi, etkin olarak, bir başka insanın içine girmektir. Bütünleşme sayesinde, kişi hem kendini bulur, hem de karşısındakini keşfeder. Böylelikle insanı çözmüş olur. _İnsan seviyorsa iki şeyi asla yapmaz. Aldatmaz ve ağlatmaz. Çünkü aldatmak
...diğer çalışanlar bütünüyle ya da tüm gerçekliğiyle olmasa da hikayeyi hatırlayacaklardır. Çalışanlar konuşur ve detayları değiştirirler. insanlar gerçekleri kasıtlı olarak çarpıtmazlar. İlk başta kısıtlı bilgiye sahiptirler ve tüm resmin yalnızca bir parçasını görürler. Bu yüzden hikayeyi ayrıntılandırırlar çünkü çoğu insan detayları ve sonları olan hikayeleri sever. Ayrıca hatıralar kaybolur; onların ki de. İnsanlar tam olarak hatırlayamadığı şeyleri uydururlar. Bu insanın doğasıdır.
Onlara öykünerek, Muhammed’in de sık sık Tanrının, koydu­ ğu yasadan ayrılanların hayvanlaşacağını söylediği bilinir. Haklıydı da; çünkü ağacı ağaç yapan kabuğu değil duygusuz, sorumsuz doğasıdır. Yük hayvanını yük hayvanı yapan da postu değil kaba hayvansal ruhudur. Göksel varlıkları göksel varlık yapan, yörün­ gesel biçimleri değil uyumlu düzenleridir. Son olarak melekleri melek yapan gövdeden kurtulmuş olmaları değil tinsel anlaklarıdır.
Reklam
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
Bütün renkler, şekiller ve nesneler bir ve tek olan, görünmeyen bu ışık sayesinde algılanır Işığın görünmez değil de görünür olduğu iddiasına karşılık, "ışık kendi kendine görünemez" cevabı verilebilir. Sadece karanlıkla karşılaştığında ışık görülebilir. Güneş ile aramızdaki mesafeyi he­ saba katmadan, sırf atmosfer örtüsü olmaksızın
"Kur'an-ı Kerim'de ''Allah fesadı sevmez" buyrulur (Bakara, 205) . Fesadın anlamı bir şeyin doğasını bozmak, onu yerinden etmek, o şeyin tabiatına müdahale etmektir. Hastalık, keder ve hüzünler de insanın doğasıdır. Bunların hiç olmamasını dilemek, insanı tabiatından koparmak istemektir. Eşya bozularak fesada
Çünkü, konu yaşamın değeri ya da değersizliği olduğunda, sorun kurtuluş ya da kargışlanma olduğunda belirleyici olan felsefenin ölü kavramları değildir. Tersine, belirleyici olan insanın en derindeki kendi doğasıdır, Platon'un söyleyeceği gibi, insana kılavuzluk eden cini kişi kendi seçmez, kılavuzluk edeceği kişiyi cin seçer. Bu cin, Kant'ın dile getirdiği gibi, insanın 'düşünülür karakteri'dir.
TEK YAŞAM TANRI'NIN YAŞAMI
Yaşamın ne olduğunu açıklarken, öncelikle bir şey hakkında net olmalıyız. Tüm evrende yaşam sayılabilen bu yaşam türü nedir? 1.Yuhanna 5:12 şöyle der: "Kendisinde Tanrı Oğlu bulunanda yaşam vardır, kendisinde Tanrı Oğlu bulunmayanda yaşam yoktur." Yuhanna 3:36 da şöyle der: "Oğul'a iman edenin sonsuz yaşamı vardır ama
Sayfa 9 - Akarsu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“… O hâlde değerce yaşamak dışında insan olarak barınmak ethos itibariyle mümkün değildir; çünkü kimlik anlamındaki ethos aidiyeti ifade eden ethnos’tan farklı olarak insanın doğanın zincirlerini çözerek bilincinin iç yüzü olan vicdanıyla, başka deyişle, kendi kendisiyle baş başa bırakır. Bu yüzden, içinde insanın vicdanıyla kendisine ayna tuttuğu ethos her türlü yasanın ölçütüdür ve insanın doğanın içinde değerle ve değerce barındığı kendi doğasıdır.”
Sayfa 159Kitabı okudu
Stoalıların logos öğretisine dayanan fizyoloji ve psikolojisine göre insan, beden ve ruhun bileşimidir. Ruhun özü de akıldır. İnsanda hem beden hem de ruh doğaya uymayan, doğaya aykırı bir şey değildir. Ancak insanın gerçek doğası ne beden ne de ruhtur, insanın gerçek değişmez doğası akıldır. Beden insanın en aşağı, bitkisel doğasıyken ruh ise daha yüksek hayvansal doğasıdır, buna karşılık akıl ise en yüksek doğasıdır. İnsanda bu üç doğa birbirlerinden ayrılamazdır. İnsan ancak akıl, ruh ve bedenle biçim ve anlam kazanabilir. Beden, ruh ve akıl hem yapı hem de derece itibariyle birbirlerinden ayrıdır. Beden ve ruh cisimsel olmasına karşın akıl tinseldir. Ayrıca beden ile ruh cisimsel olmasına karşın beden ruhtan daha az değerlidir. Çün­kü beden kaba maddeden yapılmış bileşik bir varlıkken ruh ise ince maddeden yapılmış basit bir maddedir. Bedenin hazları onun bir hareketi ve doğaya karşı bir durum olmasına karşın doğanın gerçek amacı değildir. İnsan doğasının gerçek amacı akılsal edimlerdir.
“… Vicdan insanda bilincin daima sual eden olarak mesûl oluşu hâlidir. Örneğin, Dostoyevski’nin Suç ve Ceza romanının Raskolnikof’u, kendisi için mantıklı hiçbir izahı olmadığı hâlde, neden insanları sömürmekten başka hiçbir şey yapmayan kötü yürekli yaşlı bir kadın tefeciyi parası için öldürdüğünden dolayı kıvranır ve sonunda teslim olur? Suç, insanın vicdanında değerle olan ilişkisinin kendisini tanımlayan temel öğe oluşunun zorunlu bilincidir de ondan. Ceza da esasen bundan kurtuluşun, başka deyişle insanın kendisinden kaçışının mümkün olmamasıdır. O hâlde değerce yaşamak dışında insan olarak barınmak ethos itibariyle mümkün değildir; çünkü kimlik anlamındaki ethos aidiyeti ifade eden ethnos’tan farklı olarak insanı doğanın zincirlerinden çözerek bilincinin iç yüzü olan vicdanıyla, başka deyişle, kendi kendisiyle baş başa bırakır. Bu yüzden, içinde insanın vicdanıyla kendisine ayna tuttuğu ethos her türlü yasanın ölçütüdür ve insanın doğanın içinde değerle ve değerce barındığı kendi doğasıdır.”
Sayfa 159Kitabı okudu
Şiirin ahlâkı, insanın ve hayatın iç doğasıdır çünkü. Şiir, iç doğadan, fıtrattan başka terazi, başka ölçü kullanmaz.
Sayfa 16 - İz YayıncılıkKitabı okudu
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.