Pia Fanzin/1
Bir kuş kadar hafif hissetmek. Kuş. Nasıl olduğu hakkında hiçbir fikrim yokken kapıyı çaldı. Ya korkutursa veya acıtırsa diye açmak istemedim. Kim olduğunu ne hissettireceğini gösteren bir cam yok. Görmek olanaksız, sadece his var. Burası somut yuva değil, gelen iki gözlü bir insan değil. Tahmin etmek görmekten çok daha zor. Korkarak ve acıtmadan -acısını hissederek- içeri aldım. Insan hissederekte göremez mi, bilmiyorum. Daha önce tanık olmadım. Yine sonunu göremediğim bir yol çizdi. Uzunca bir yol. Anlayamadım. Korkum, alevi artan ateş bazında artmaya başladı. Belki yok, belki hiç ama ifadesiz. Tanımak istedim. Bu çaresiz bırakma formatı, normal gelmeyen tedirgin etme şekli. Şiiri düzyazı yazmak gibi. Olması gerekeni çevirmek. Olması gereken nedir ki ? Istek ve hayaller mi. Boşver unut gitsin dedim kendi kendime. Zaten dediğim başka bir şey yok. Gereksiz konuşanları sustur gitsin. ... Insanın kendisiyle çelişmesini duyuyorum. Içeriye aldığım his yanımda bekliyor. Görmediğim için his demeyi tercih ediyorum. İstekleri dışında birşeyler yapması da insanın kendisiyle çelişmesidir. O kadar farklı konulara geçiyorum ki beynimin içinde. Kelimeler sürekli elime vuruyor. Bu ne acele diyor. Bekle biraz daha. Başımda bekleyen his, insana kendini kötü hissettiren cinsten. Sürekli başka şeyler için koşuşturmamı isteyen. Benden beni çalan halden. Aldığıma pişman oluyorum. Ama kovamıyorum..
Okunması için değil. Sadece bir iç dökme yazısı(5)
Şimdiki evlilikler ince bir ipliğe bağlı. Gerek kız gerek erkek; karşısındaki insanı olduğu gibi kabul etmek yerine, incir çekirdeğini doldurmayan sebeblerden ötürü ayrılık gemisine biner. Kalmadı annemiz zamanındaki her güçlükte eşinin yanında olan kızlar ve kalmadı babamız zamanında kuru soğan olsun helal lokma olsun diye çırpınan erkekler.
Reklam
"İyi insanlar kaybeder" diyorlar ya aslında bana göre kaybederken kazanırlar. Olgunluğu kazanırlar, tecrübeyi kazanırlar, gülümseyip geçmeyi kazanırlar, iç huzurlarını kimse bozamaz. Çünkü vicdanlarıyla hareket ettikleri için içleri rahattır. "Yaradan bilsin" derler, nankörlük karşısında ben insanlığımı ve doğru olanı yaptım der, geçerler. Her yaptıkları iyilikten karşılık beklemezler, yüzüne de vurmazlar insanın zaten, gülümseyip geçerler... "Kötü insanlar kazanır" derler ya bana göre kazanırken kaybederler. İnsanlığını kaybederler, vicdanını özellikle de yalan dolan üçkağıtçılık kurnazlık varsa iyi insanların saf yüreklerini kaybederler. Düşseler ellerinden tutacak insanları kaybederler. Hırsları, öfkeleri, maddi çıkar için herşeyi yapabilme istekleri yüzünden iç huzurlarını kaybederler. Yüzleri asıktır, içten içe kendilerini tüketirler. Maddiyat maneviyatın önüne geçmişse, varlık içinde gönül zenginliğinin ne derece önemli olduğunu bilmezler...
İsmet Özel
"...İktisatçılar niçin insa­nın istekleri sınırsızdır demiyorlar da ihtiyaç­ları sınırsızdır demek gereği duyuyorlar? Ke­limenin büyüsünden yararlanmak istiyor[lar] da ondan..."
Okur/ Denemeler / İnsan Olmak, Olabilmek.
Belki de bilmediğim bir yolda yürüyorum şuan da, belki doğru yürüyeceğim, belki de yanlış kelimelerle savrulup duracağım neler söyledigimi bilmeden. İnsanoğlu hep bir kargaşa, korku, hüzün, sevinç, delilik, çılgınlık, günahlara boğulmuş çırpındıkca batar yorulur düşer kalkar çok azı varmak istediyi noktaya varır. Bir çogumuz hep isyan
Karmakarışık (Out of Order)
İngiliz yazar Ray Cooney'in Karmakarışık (Out of Order) adlı oyunu,İngiliz usulü sahne komedisinin 20. yüzyılda yazılmış en parlak örneklerinden biridir. Kaynağını Antik Yunan tiyatrosundan,Aristophanes ve Plautus gibi yazarlardan alan ve yaygın olarak "fars" adıyla anılan komedi türü, Shakespeare'in de etkisiyle İngiliz tiyatrosunda
Reklam
237 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.