İnsanın şeytan tarafından kandırılma kolaylığı, yani insanın kendi istekleri doğrultusunda nefsiyle savaşma zorluğuna katlanmamak için hep şeytanı suçlaması konusunda çok başarılı bir anlatım. Ahlakın ne anlam taşıdığının daha iyi ifade edilemeyeceğini düşünüyorum.
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI...
Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
Nefretin en ürkünç yanı ,katılma zorunluluğu olmamasına karşın, aksini yapmanın, insanın elinde olmamasıydı. Otuz saniye içinde, herhangi bir zorlayıcı tutuma gerek kalmıyordu. Seyircilerin tümünü, bir elektrik akımı gibi, korkunç bir nefret ve kin taşkınlığı, öldürme, işkence etme, yüzleri balyozlarla parçalama arzusu dolduruyor, onları istekleri dışında, yüzleri buruşmuş, bağırıp çağıran deliler haline dönüştürüyordu. Ama yine de, duydukları kin soyut bir şeydi, hedefsiz bir duyguydu, bir gaz lambasının alevi gibi, bir nesneden öbürüne kolayca yöneltilebiliyordu.
müziğin anlatımının bu kadar güçlü olmasıyla insanın içinde güzel melodiler oluşturan bir kitaptı bence.
genel olarak kurgusu ve/veya betimlemelerini öyle ahım şahım bulmasam da özellikle müzik ve müziğin karakter üzerindeki etkilerinin anlatıldığı bölümlere bayıldığımı söylemeliyim.
daha önce çarklar arasında kitabını da okumuştum. anlatımını
Okuduğum ilk İnce Memed kitabıydı. Yaşar Kemal'in birçok okurun bildiği bir tarzı vardır. Muhteşem doğa tasvirleri yapar. O kadar ki yazarın gidip oralarda dolaştığını, hatta oralarda uzun süre yaşadığını yazar hakkında hiçbir şey bilmeden anlarsınız. Çünkü size güneşin doğup insanın içini ısıtmasını, kelebeklerin kanat çırpmasını, baharın