Bu kitabı okumadan önce olumlu ve olumsuz birçok yorum okudum. Yorumlarda en dikkat çeken kısım; "ritüel" "tılsım" bölümlerindeki söylenenler hakkında olanlardı. Kimisinin hayatını değiştirdiğini söyledi bu tılsımlar kimisi için de büyü olarak nitelendiriliyor. Peki hangisi doğru diye bana sorarsanız net bir cevap veremem.
İnsanın sosyal ilişkilerde çuvallamasının en önemli sebebi kendini tanımıyor olması.
Bu kitap erkeklerin kendisini tanıması ve kadınların da erkekleri anlaması için biyolojik, fizyolojik ve psikolojik bilgiler içeriyor. Evrim görüşü temelli tespitler var. İnançlarınızı ve toplumsal etik kuralları göz ardı etmeden okumanızı tavsiye ederim. Aynı yazarın Kadın Beyni adlı eseri tamamlayıcı olabilir.
Keyifli okumalar (:
İnsanın sosyal ilişkilerde çuvallamasının en önemli sebebi kendini tanımıyor olması.
Bu kitap kadınların kendisini tanıması ve erkeklerinde kadınları anlaması için biyolojik, fizyolojik ve psikolojik bilgiler içeriyor. Evrim görüşü temelli tespitler var. İnançlarınızı ve toplumsal etik kuralları göz ardı etmeden okumanızı tavsiye ederim. Aynı yazarın Erkek Beyni adlı eseri tamamlayıcı olabilir.
Keyifli okumalar (:
Byung Chul Han, Erosun Istırabı kitabıyla bu defa "Aşk"ın tanımını yapıyor.Aşkı, hayal kırıklıklarını, beklentileri, arzuyu ve aşkın günümüzündeki yıpranmış, çarpıtılmış ve değersizleştirilmiş hallerini, anlatıyor. Aslında neden artık aşık olamadığımızı Erosu nasıl devre dışı bıraktığımızı gösteriyor.
Aşk ancak başka(Öteki)'nın, bizim
Kulak verin bu muhteşem yazara!! Çünkü o insanın kibrini, nefretini, gelgitlerini kaleme döküyor. Zihnimizle oynuyor ve tüm düşüncelerimizi ortaya koyuyor. Belki baş karakterden nefret etmenizi sağlıyor ama asıl amacı tabi ki bu değil. Asıl amacı insanın kendisini anlaması. Bir deneme yazarken bile ahlak kurallarını göz önüne alıp eleştiri almamak için düzgün insan modelini çiziyoruz ya hani. Dostoyevski öyle değil. İçinden ne geçiyorsa onları yazıyor. Yalan söylese bile peşinden 'hayır hayır yalan söyledim' nezaketini gösteriyor. İlk kez bu kadar içten ve düşüncelerini korkmadan yazıya döken bir eser okudum. Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölüm Yeraltı. Bu bölümden yazar yaşadığı yerin bir yeraltı olduğunu düşünüyor ve kendi kendine kimseye diyemediği düşünceleri, kendini tanıtmak mahiyetinde yazıyorrr yazıyorrr. Evet okuyan herkes nefret eder bu kişilikten ama insan kendini görüyor, ölçüyor, tartıyor.. hem kendi insanlığını hem de diğer insanları.
İkinci bölüm Notlar. Bu bölümde karakter dışa açılıyor ve insan ilişkilerini kendi hatıraları ile anlatıyor. Fuhuş, çıkar ilişkileri, sahte arkdaşlıkları gözler önüne seriyor. Bu pasajdan anladığım şu ki; her kitap kendi dönemini yansıtır. Bu eser de o dönemdeki Rusya'yı ele alıyor. Peki bu sorunları eleştiriyor mu? Tabiki de hayır. Asıl eleştirdiği bu sorunları eleştiren kişiler. Yani her insanın içinde negatif duyguların olduğunu ve bunları gizlemenin yanlış bir olgu olduğunu anlatıyor. Yani kısacası bı kitap, ruhumuzun ve bilincimizin yazıya dökülmüş hali. Okuyun, okuyun, okuyunn
Bu nasıl bir kitap böyle, aklımı başımdan aldı resmen. 10 puan bile az kalır bu esere öyle müthiş bir kitap ki okura esrarengiz bir hava katıyor bu kitap için birçok şey söylenebilir ama okuyup şaşırmanızı isterim.
Dünyanın uyanışı diğer bir isimle hitap edecek olursak başrol olan Atiye olur, yaşadığı hayattan huzursuzluk duymaktadır kendisi ve aslında farketmediği özel bir gücü vardır. Farkına varması zaman alır farkettiği zaman kaderini baştan yazar ve inanılmaz bir heyecan içinde devam eder her sayfasında ayrı bir heyecan olan bu kitapta Atiye kendini bulmak, kaderini baştan yazmak ve onu anlamak için bir sınava tâbi tutulur. Yazarın da dediği gibi insanın kendini sevebilmesi için onu anlaması gerekir. Atiye'nin kendini bulup içindeki huzursuzluğu yok etmek için yaşadığı herşeyi bu kitapta bulup onunla korkup onunla mutlu olmaya ne dersiniz? Herkese mutlaka tavsiye ediyorum, şimdiden keyifli okumalar dilerim
