‘’ İnsanlık ve kardeşlik propagandası medeniyette ilerlemiş milletlerin, er meydanında silahla yenemedikleri geri milletlere karşı tatbik ettikleri yeni bir tabiye usulüdür. Bize İsa’nın insanlık düsturlarını propaganda eden İngiliz, Alman, Fransız, Amerikan papazlarının milletleri bir yandan silahları bırakma konferansları açarken bir yandan topu, tüfeği, gazı, mikrobuyla silahlanıyorlar. Mütareke yıllarında, insaniyet namına, Türkiye'nin bazı kültürsüz ve vahşi kalliyetlerine istiklal vermek isteyen İngiltere, kendi menfaati namına; istiklal isteyen medeni İrlandalıları imha etmekten çekinmiyordu. Suriye'yi Türk zulmünden (? ;) kurtaran Fransızlar daha pek yakın bir zamanda Şam'ı tayyarelerle tahrip ettiler.’’
ATATÜRK 'e özel görev
Vahdettin kabinelerinde benim için iki zıt fikir olduğunu yukarıda söylemiştim:Biri beni lehlerinde kazanmaya çalışanlar, diğeri hiçbir suretle itimad edilmemek lazım olduğunu iddia edenler!Aylarca münakaşalardan sonra hangi fikir hak kazanmış bilir misiniz: Mustafa Kemal'e emniyet edilemez! Mustafa Kemal İstanbul da birtakım menfi telkinler, belki hazırlıklar yapıyor. Bu adamı İstanbul'dan uzaklaştırmak lazımdır. Mustafa Kemal'i Anadolu dağlarına atmalı ve orada çürütmeli! Nihayet bu karar üzerine mutabık kalmışlar..."Beni İstanbul'dan çıkarmakla ağır bir yükten kurtulacaklarını zannedenler, makul bir sebep aramakla meşgul idiler. Nihayet bu sebep, işgal kuvvetleri zabitlerinin raporları ile dolu bir dosya halinde ellerine geldi." Birgün Harbiye Nazırı Şakir Paşa beni makamına davet etti. Bürosunun karşısına oturdum. Bir tek kelime söylemeksizin bana dosyayı uzattı. "Bunu okurumsunuz?" dedi. Dosyayı baştan nihayete kadar gözden geçirdim. Hulasası şu idi: "Samsun ve havalisinde birçok Rum köyleri Türkler tarafından her gün tecavüze uğramaktadır. Osmanlı hükümeti bu vahşi tecavüzlerin önüne geçememektedir. Bu havalinin emniyet ve huzurunu temin etmek insaniyet namına borcumuzdur." Dosyayı okuduktan sonra Harbiye Nazırının yüzüne baktım; "Emriniz Paşam" dedim.
Sayfa 125Kitabı okudu
Reklam
Biz Müslümanların içtimaiyâtında (sosyal hayatında) birçok garibeler (tuhaf şeyler) ve münasebetsizlikler vardır ki bunları gerek şeriat, gerek milliyet, gerek insaniyet namına ıslah etmek lazımdır.
Sayfa 307Kitabı okudu
Fransız Ihtilalinin getirdiği, vaat ettiği hürriyet, eşitlik, adaleti gören varsa insaniyet namına bildirsin. Dünya, Fransız ihtilalinden sonra eşi benzeri görülmedik cinayetler, soykırımlar ve zulümlerle doldu.
Sayfa 137 - AkasyaKitabı okudu
-Bir kere Rus’un ezildiğini görecek miyiz? Biz hakim, o esir, biz efendi, o köle olacak mı? -Hayır Ali böyle düşünme... Bunu isteme. Bugünü görmeyeceğiz ve görmememiz insaniyet namına daha iyidir. Onlarda serbest ve memnun kalacaklar. Çünkü bizim aradığımız, mazlumla zalimin vaziyetlerini değiştirmek değildir, bu ilelebet iki tarafı da yıkarak perişan edecek neticesiz bir işkence olurdu. Biz insaniyet saadetini arıyoruz. Biz de mesut olalım, onlarda olsun. Eğer onlara zulüm ile ceza vermek istiyorsan aldanırsın, zira emin olalım ki zulüm yapmak, zulüm görmek kadar işkencelidir. Mağdurlar bedbaht olur; fakat iyi kalabilirler... Halbuki zulüm yapan zalim oluyor. Bundan daha büyük mücazat olur mu? Hayır hakim olmak, zalim olmak istemiyoruz. Bir zaman gelecek ki mağdur milletler, hakim milletlerin elinden kurtulunca ikiside birer serbest ve bahtiyar milletler olacaklar, biz bunu bekliyoruz.
Sayfa 92 - Kaknüs YayınlarıKitabı okudu
Dünya da kimseye, hiçbir millete badihava, insaniyet namına, laf ile yurt vermezler. Bunun tarihte misali yoktur. Yurt ve hürriyet almaya lâyık bir millet bunu kan dökerek alır.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.