Latin Amerika deyince aklınız ilk ne geliyor? Futbol, fiesta, mata çayı, salsa, tango ve tabi ki diktatörler…Pinochet, Garcia Somoza, Noriega, Juan Vicente Gomez, Pinilla…Aklıma gelmeyen daha bir sürü diktatör. Bu diktatörlerin hepsi askeri darbe ile gelmedi tabi. Bazıları seçilerek geldi ama Peron gibi baskı ve şiddet rejimi kurdular.
İnsanlar acımasızdır. Bir şeyleri söylerken önünü ardını düşünmezler, dudaklarından firar eden o kötü kelimelerin sadece birkaç harften ibaret olduğunu sanırlar ama bazıları yüreğe dokunur tıpkı bir kurşun gibi katil olurlar. İnsanlar dayanıksızdır. Bir şeyleri işitirken kulaklarını kapatırlar, gözlerini kör ederler kimseyi görmemek için. Sırf biraz daha içe dönmek uğruna, ruhlarının kabuklarını bile kendilerine küstürürler. İnsanlar acizdir, yalnızdır, kırgındır. Önce hayallerini çalarlar başkalarından sonra ellerindekini. Önce etrafındakileri alırlar sonra yalnızlığını. Önce kırarlar... Sonra paramparçasın zaten.
İnsanlar, biraz insanlar işte.