EN KUTSAL KİTAP, ÜŞÜMEMEK İÇİN YAKTIĞINIZ KİTAPTIR!
Zekâ bir kum saati gibidir, bilgi arttıkça inanç azalır ya da inanç arttıkça
bilgiye duyulan istek azalır. Bunu, eğitim seviyesi yükselen insanların inanç-
larındaki azalmadan ya da daha seküler bir yaşam tarzı benimsemelerinden
görebiliriz. Şimdi, asıl konuya dönecek olursak bugün dindarların,
Bediüzzaman Said Nursî de okuyun. Ateizm ve evrim kitapları da okuyun, fıkıh ve teizm kitapları da okuyun...
Kitap dünyası bir gökkuşağı gibidir. Nasıl ki gökkuşağından bir renk çıkardığımızda gökkuşağının anlamı kalmıyorsa edebiyat dünyası da böyledir benim için.
İnsanları ötekileştirmememizin elzem olduğu bu dünyada kitaplar da en az insanlar kadar ırkçılığa uğramaması gereken değerlerimizdir.
Okurlar olarak hepimizin zihninde iyi bir kitap nedir sorusunun birden fazla cevabı var.
Bazılarımız hızlı okunan kitapları iyi bir kitap olarak niteliyor: “Aktı gitti resmen, elime aldığım gibi bitirdim!”
Bazılarımız ise tam tersine zor kitapların iyi kitap olduğunu iddia ediyor. Büyük bir çoğunluk çok satanların, yine ezici bir çoğunluk ise
Hoş geldin yeni yaşım 😊 bence en güzel zamanları hayat dilimimizin.. Öğreniyor insan, tecrübe ediyor ve ders çıkarıyor. Hatalarıyla, kusurlarıyla ve yaşanmışlıklarıyla..😊 Deneyimler; çoğu zaman bir set gibi karşımızda dursa da körü körüne hata yapmayı göze alıyor insan. Kimbilir belki de yaşanması ve olgunlaşması gerekiyor böyle böyle.. Pişman mıyım? Asla! Eminim birçoğumuz için de bu böyledir. Dün yepyeni bir sayfa açtım kendi adıma ve hoşgeldin yeni yaşım dedim 😊 En sevdiklerim yanımdaydı daha ne olsun.. Ne ister ki bir insan en özelinde.. Belki bir parça buruk, eksikliğini hissettiğim insanlar oldu ama çokça da mutluydum. Kayıplarımdan ders çıkardım, kazandıklarıma sonsuz şükrettim 🙏 Keşkelerimi heybeme attım, iyikilerimle devam ediyorum 😊 En ince detayına kadar herşeyde emeği olan can dostlarım yanımdayken benden mutlusu olabilir mi? Herşey için sonsuz teşekkür ediyorum 😊🙏 yine, yine ve yine..🥰 Mesaj atan, arayan ve değer verip hatırlayan herkese teşekkür ediyorum. Çok uzaklardan kalbime dokundunuz her biriniz.. Verdiğiniz değer için, dostluğunuz için çokça şükür 🙏 İyi ki varsınız.. 😊🙏💙🌼
NOT: Bu yazı yalnızca kitaba dair değildir. Uzun bir makale konusu, tez ya da kitap olabilecek "kadınların tarihi"ne dair kısa bir yazıdır. Yine de bir incelemeye göre uzundur. 10'dan fazla alıntıyla da yazıyı zenginleştirmeye çalıştım. Ve rahat okunması için konu başlıklarına ayırdım. Yalnızca kitapla ilgili kısımları merak edenler
Daha önce hiç gitmediğiniz bir şehire gittiğinizi düşünün. Orada yaklaşık 5-6 saat gezme fırsatınız var. Yani 3-4 yere rahatlıkla gidebilirsiniz. En sona, gidilebilecek en güzel yeri mi bırakırsınız yoksa diğerlerine nazaran biraz daha gölgede kalmış yeri mi? Bu soru her ne kadar kişiden kişiye farklılık gösterse de güzel olan bence en sona
'sevgi' konusu hep tartışılan, derin, anlaşılmaz ve kişiden kişiye değişiyor derim... Peki 'sevgi' tam olarak nedir/neydi?
Kitap adında 'sevme' var yani 'sevmek eylemi' görüldüğü gibi; sevme, sevilme elbette 'sevgi' den geliyor. Yazarımız üç önemli unsur üzerinde duracaktır; sevme, sevilme, sevgi.. Peki 'sevgi' seven için mi geçerli yoksa sevilen
Kaç hayat tanırsın bir kitapta?
Kaç yolculuğa çıkarsın?
Ve kaçından sağ çıkabilirsin bu yolculukların?
Yaralar vardır, kabuk bağlar. Kurcalamadığın zaman kanamaz. Ama bir gün bir bakmışsın, deşilmiş yaran. Hiç olmadığı gibi, hiç olmayacak bir zaman.
"Sana hangi derdimle ağlayayım bilmem ki," diyordu
Kovit sevdiklerimizi, yakınlarımızı bir bir bizden alırken, hayatımıza kaldığımız yerden devam etmek ne acı değil mi? Ama hayat devam ediyor. Ölenle ölünmez diye bir söz vardır. Biz geride kalanlar da bu söze uymak zorunda kalıyoruz. Evet zor da olsa insanlar hayatlarına kaldığı yerden devam ediyor. Neden böyle bir giriş yaptım ben de bilmiyorum.
Önyargı sorunu. Kimsenin ciddiye almadığı ama toplumu ciddi anlamda etkileyen bir sorun. İnsanlarda sürekli fark ettiniz mi bilmem bu yaklaşım var. Doğulu ise şöyledir, İzmirli ise böyledir, o köyden adam mı çıkar, bu adamda şu özellik var düzelmez, kısa boyludan korkacaksın, şu meslekten kimse ile evlenme sakın aldatır, Kadın çok kazanırsa
-Spoiler içermez-
Kitabı okumadan önce Oblomov için hep 'tembel' ve 'üşengeç' gibi tanımlar duydum ve onun gerçekten de öyle biri olduğunu sandım fakat yanıldım. Üşengeç yahut tembel insanlar, yapacak işleri olan, onları yapmayı geciktiren insanlardır. Üşengeç ve tembel insanlar bunun bir kusur olduğunu bilir ve tembellik
Erkek cinsinin, dişinin vajinasına sertleşmiş penisini sokması mı? Penetrasyonu bu denli yalın bir tanım yaparak anlatmamız mümkün mü? Buradaki temel ayrım, insan türünün diğer canlılara göre (yunuslar ve bonobolar hariç) yalnızca üremek amacıyla çiftleşmiyor oluşu. Bizim için seks, diğer canlılara nazaran çok daha kompleks bir eylem. Yarattığımız