Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
hayatlar
Yaşamak için iş ya da iş için yaşamak, hangisini seçiyoruz? Seçme şansızım kaldı mı? İş hayali kuran milyonlarca insan, işten nefret eden milyarlarca insan. İş gerekli aş için, aş gerekli iş için. Bu öyle bir hal almaya başladı ki, iş ve yaşam bir oldu. Ya da şöyle söylemeliyiz, hayatlar işe göre ayarlandı. Sadece iş içinde, iş yerinde yaşar olduk. Eve gidişler neredeyse bir zorunluluk. Hani iş yerinde dinlenme ve uyuma imkanı verilse sadece hafta sonu eve gitmeyi tercih edecek insanlar. İş çıkışı oturup sohbet edecek, bir şeyler yiyecek, insan olmanın gereği olan sosyalleşme etkinliklerine katılacak vakti de gücü de parası da yok. Yarın daha çok çalışabilmesi için bir an önce ve gidip iş için dinlenmeli. Akşam erken yatmalı, çünkü yarın iş var. Aile kavramı artık ev arkadaşına evrildi. İş arkadaşlarımız ve ev arkadaşlarımız. Sadece hafta sonu aile olma şansı var, o da mesai, ek iş, proje vs. yoksa. İş arkadaşlarımız bizi ev arkadaşlarımızdan daha iyi tanır oldu. İşe gidene kadar, işten çıkana kadar karşılaştığımız, gördüğümüz, duyduğumuz, hissettiğimiz her şeyi onlarla paylaşıyoruz. eve vardığımızda, anlatacaklarımızı anlatmış, konuşa bileceğimiz her şeyi konuşmuş ve artık pili bitmek üzere olan cep telefonumuzu fişe takarken, kendimizi de tasarruf moduna çekmiş durumdayız. Mecbur olmadıkça konuşmayan, hareket gerektiren her şeyden kaçınan, mümkünde uyuşmak için tv karşısında Show hapı yutan birer ucubeye dönüştük.
İnsanlar dinlenmeli
Kötülükle yaşıyorsunuz bayım, bu kesin. İyilikle ölün de biraz ruhunuz dinlensin.
Reklam
İnsan kendine iyi gelmeyi öğrendiği o gün başkası ile işi olmuyor bilirsin bazen kendinle konuşmak başkasıyla konuşmaktan daha çok keyif verir insan kendini dinlemeli insan kendinde dinlenmeli. Başkalarını düşünmekten kendine sıra gelmediği günleri hatırla. Ne kazandın o günün sonunda? Belki de koca bir nankörlük iyilikten iyi olmaktan vazgeçme ama değmeyecek insanlar için yıpratma kendini harap olursun kendine iyi bak...
İsmet Özel diyor ki; "İnsan, insanın gönlünde dinlenmeli." Bu durum ülkemizde tam tersi. İnsanlar birbirini daha çok yoruyor, strese sokuyor ve mutsuz ediyor. Kimsenin kimseye dinlenme tesisi olmak gibi bir derdi yok.
İsmet Özel diyor ki; "İnsan, insanın gönlünde dinlenmeli." Bu durum ülkemizde tam tersi. İnsanlar birbirini daha çok yoruyor, strese sokuyor ve mutsuz ediyor. Kimsenin kimseye dinlenme tesisi olmak gibi bir derdi yok.
İsmet Özel diyor ki; "İnsan, insanın gönlünde dinlenmeli." Bu durum ülkemizde tam tersi. İnsanlar birbirini daha çok yoruyor, strese sokuyor ve mutsuz ediyor. Kimsenin kimseye dinlenme tesisi olmak gibi bir derdi yok.
Reklam
Bazı Vakitlerde Değilde Hep Dinlenmeli Bence:)
İnsanlar bazı vakitlerde vicdanlarının sesini dinleyerek,hissederek gafletten uyanırlar.Yaptıkları hataların ve günahların farkına varıp da tövbeye dururlar.
“Artık benim sesimi de dinlenmeli insanlar! İster keman sesi olsun, ister oyun sesi; yeni bir ses getirmeliyim dünyaya!
Merdiven
Pınarın taşları gün yüzünde yine, eğilip kendini görmeyeli yıllar oldu. Yeterdi Sarı Tarla'ya bir zaman suyu, yeşildi daha çok tarla, keleter keleter bostan, umut. Kucağında iki kavun belki kelek, çoktan ayrılmak gerek. Davul sesi hiç hoş gelmez, hele zurna, yine de bir şekilde ortasında bulursun kendini tüm günahlar gibi. Onlarca yüz şimdi
Sosyal medya "fenomeni" "influencer" tipler 1
Pembe blogcuların... çoğunlukla nesnelerin dünyasında yolunu kaybetmiş genç kadınlar olduğunu anladı bir süre sonra. Fakir ailelerde mi büyümüştü bu insanlar? Travmatik bir ayrılığa, ihanete ya da şiddete mi maruz kalmışlardı?.. Ama çevrelerinin nesnelerle sarılı olduğunu, o nesneler hakkında yazdıklarını, onları fotoğrafladıklarını, kocalarının onların nesnesi olduğunu, çocuklarının, arkadaşlarının ve hatta kendilerinin de, hiç kafalarına takmadan onların nesnesi olduğunu anlıyordu. Bir yaşındaki çocukları, bir sürü ayakkabı, kazak ve antrenman kıyafetleriyle geçirdikleri uzun günden sonra yorgunluklarını sergilemeyi seviyorlardı. Eh, şimdi biraz dinlenmeli, kız arkadaşlarla bir kız gecesi geçirmeliydiler; yabanmersini, elma, armut ve vanilya katılmış lor peyniri yemeliydiler. Mımmm! İnanılmaz güzeldi! Böylelikle ertesi gün tekrar uyanabilsinler, kargocu oğlanın kapıya getirdiği yeni kıyafetler içinde kendilerini ve çocuklarını fotoğraflayabilecek gücü toplayabilsinler; ayrıca spor yapacaklar ki yeniden fotoğrafları çekilebilsin, fotoğraflarına tıklansın, çünkü bütün bunları eğlence olsun diye yazmadılar; yok yok, bu yapılması gereken bir işti; muhtemelen daha zayıf ruhsal yeteneklere sahip birtakım insanlar tarafından alkışlandıkları kendi işyerlerini kendileri yarattılar; yiğidi öldür hakkını ver.
Sayfa 136 - Yapı Kredi Yayınları
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.