O kadar büyük bir beklenti ile başladım ki okumaya son ana kadar ; Drogo nasıl bir umut uğruna hayatını sonlandırdıysa ben de aynı bekleyişle bitirdim kitabı.
Yazar Mehmed Uzun ; “ İnsanlar ikiye ayrılır. Tatar Çölü’nü okuyanlar ve okumayanlar .” şeklinde açıklama yapmış zamanında. Okuyanlar grubunda yer aldığım için mutluyum elbette ancak Uzun kadar iddialı konuşamayacağım.Neden bilmiyorum ama anlatıldığı kadar veya en tepelere çıkarıldığı kadar sarsmadı derinden. Belki sorun bendedir bilemiyorum.
Alışkanlığın, umudun, yalnızlığın, bir yere ait hissedememenin, sabrın, hayatın anlamının kitabıdır Tatar Çölü...Yaşadıklarımız gerçekten , bütünüyle yazgı mıdır yoksa tercihlerimizden ibaret midir?
Ve Drogo hayatının otuz yılını hangi amaç uğruna o kalede geçirdi? Bu bekleyiş ona ne kattı?Yaşamının bir han odasında son bulmasını beklerken ne düşündü? Elbette diyorum ki :
İyi ki kitaplar var...