Bir Yahudi, Bir Hristiyan, bir de Müslüman... Ortak tanıdıkları Aben Baruel. Gizemli, şifreli, merak uyandırıcı bir roman. Baruel’in yakılması ve bu 3 din adamına bir mesaj iletmesi. Derin bilgiler, geçmiş döneme dair siyasel mesajlar, çözülmesi gereken bir şifre ve çok daha fazlası...
Güzel olarak bahsedebileceğimiz kısım, dinlere dair ayetlere
kelimelerin büyüsü ve düşünce değişimi
hayatınızıda bir kağıt imzalamanız gerektiğini söylüyor ve bu kağıtlar anlaşma kağıtları. siz bu anlaşmaları imzaladığınızda hayatınızın cennete döneceğini ve hiç bir şeyi umursamama ve büyü yaratma potansiyelinizin geleceğini söylüyor. sizin anlaşmaları aklınızda tutup hayatınıza her daim uygulamanızı söylüyor kitabın sonu güzeldi iyi tüyolar vardı. başlangıçta ise pek öyle değildi biz kendi kelimemizle bir hayat yaratıyoruz. ve bu kelimeler aracılığı ile hayatımızı devam ettiriyoruz ve inançlarımız bu kelimelerin büyüsü ile oluyor. eğer siz kötü bir şey söylerseniz. çapalama nlp bir gün aktif olacak ve insanlar bilgiyi almaya açık hale gelecek ve karşınızdaki kişiye iyi veya kötü bir tohum ekeceksiniz. ve kendinize de bu tohumları eken insanlar var.
populer kitaplari okurken hep teredut etmistim ya beklentimi karsilamazsa ya cok abartiliyorsa... Ama hic tahimn etmedigim kadar guzel bir kitap, 1943,1944 yilari arasinda yazilmis olmasina yargmen gunumuz kosularini okadar iyi anlatiyorki bir solukta bitirmemek elde degil. Bana gore kitapin en etkileyici cumlesi"eger sizin alt sinif hayvanlariniz varsa... "dedi" bizimde alt sinif insanlarimiz var!. Umarim bu kitabi okuduktan sonra herkesin olmasada bazilarimizin bakis acisi degismistir ve ALT SINIF INSANLAR OLDUGUGUMUZU fark etmenizi saglamistir. Sabahtan aksama kadar (karin tokluguna bile denmeyecek) ucretler karsiliginda calistigimiz, surekli bizi buyuk devletlerin kiskandigina dair, mualif olan herkesin hain ilan edildigi ozgur bir ulke olmamiza ragmen hetkesin dusuncelerini soylerken teredut ettigi,zaten karnimizi bile doyurmayan yemeklerden bile feragat ettigimiz farkina varmisinizdir. Ama buradaki tek suclu biz alt sinif insanlardir..
Bireyin ne olduğunu belirleyen ve onun davranışlarını oluşturan temeli, içinde yaşadığı toplumun siyasi ve ahlaki yapısı oluşturur. Buna katılıyorsanız başlayalım çünkü birey bağımsızdır, herkes ayrıdır gibi düşünceler işi, içinden çıkılamaz bir hale getiriyor sadece. Bu da bizlere zarar verir. Kitap yorumu ayrıca şahsi fikrime daha geçmedik.
100 yıl öncesinden geleceğe yazılmış kitap.
Yazar tanık olmamasına rağmen bir salgın hastalığın getirdiği korkunç sonuçları mükemmel bir şekilde kurgulamış. Yaşadığımız dönemi düşününce, içinde bulunduğumuz tüm şartları göz önünde bulundurunca birçok açıdan benzerlik yakalayacağız belki. Salgın insanları öldürüyordu evet ama insanlar da acımasızlıklarıyla birbirlerini... Aslında üsttekiler bencildi, ölüm korkusu her şeyi unutturunca bencillikleri alt tabakaya geçti. Zaten öleceksek bari öcümüzü alalım dedi belki ezilenler. Bu yüzden acımasızlaştılar ve en az salgın kadar ölümcül davrandılar ve dünya yok olmaya yüz tuttu. Yeniden kurmak için çok çaba gerekecekti ve zaman...
Günümüzde de böyle değil mi? Salgın bizi Dr insanlığımızdan uzaklaştırmadı mı? Kontrolsüzce artan fiyatlar, zor bulanan ihtiyaçlar, yardım eli uzatır gibi görünüp ne koparsam kardır diye bakan insanlar, insanlarımız...
Kitap da, günümüz dünyası da bize şunu gösteriyor; hastalık insanları öldürüyor, insanlar insanlığı!
Kitaba ilk başladığımda anlaşılmaz bir gariplikte anlatıyor yazar. Karakterler birden ortadan kaybolabiliyor anlatıp şekli çok farklı bir yazar. İşsiz, güçsüz ve aylak bir adamın hayatını anlatan kitap hiç işi olmayanın daha çok işi vardır. Hayata bakış açısı hep kötü olarak bakıyor aylak adam aynı şuanda ki çoğu insanlarımız gibi güvensiz her zaman kötülük düşünen insanlar hakkında her zaman kötümser düşünen hayatının motonon bir şekilde hiç aynı gitmesini istemeyen okunabilecek güzel bir eser yazarın ilk okuduğum eseri anlatıp tarzı çok başka keyifli okumalar.
