Sosyoloji profesörü Diana Scully, on yıl süren araştırma ve inceleme çalışmaları neticesinde bu kitabı topluma kazandırmıştır. Kendisi bu süreçte tutuklu tecavüzcüler ile ilgili araştırmalarda, Ulusal Akıl Sağlığı Enstitüsü'nün Tecavüzü Denetleme ve Önleme Ulusal Merkezi tarafından desteklenmiştir. Bu merkez ABD'de 1975 senesinde kurulmuştur.
Biz neden hayattan kaçıp kitapları sığınırız ?
Çünkü dünya sahtekârlarla doludur azizim; insanlar samimi değildir, herkes birbirini kırar, incitir. Bizim o koca koca kitapları devirmemiz iki satır samimiyet bulabilmek içindir.
İNSAN, KOKU VE BÜTÜN MODERN HAYATIMIZ
Beş duyu. Görmek,Duymak,Konuşmak,Dokunmak ve Koklamak. Ne yani bilmiyor muyuz neyin tekrarı bu , evet biliyoruz her şeyi bildiğimiz gibi. Yeryüzünde söylenmedik söz kaldı mı ki hem?
Beyin öyle bir mekanizma ki, kokuyu sese, görüntüyü kokuya, sesi görüntüye, sözü kokuya, kokuyu görüntüye, dokunuşu kokuya,
Kendinizden bir şeyler bulacağınızı düşündüğüm ilk hikayem ile sizlerleyim..
"Kadıköy"
...Modaya doğru yürümeye başladım… Kafamı gökyüzüne doğru kaldırdığımda, kapkara bulutlarla göz göze geldim, yağmur damlaları yavaş yavaş suratıma doğru damlıyorken bir anda nefesimi tuttum ve gözlerimi kapattım, o anda ne düşündüm tam olarak
"Bir ailenin saadet-i hayatiyesi (hayat saadetleri) koca ve karı mabeynindeki (arasında) bir emniyet-i mütekabile (bir birlerine güven) ve samimi bir hürmet ve muhabbetle devam eder."
Bediüzzaman Said Nursi'nin
Lem'alar kitabı Yirmi Dördüncü Lem'da. da ifade ettiği bu güzel tespitten şöyle bir yorum çıkarılabilir:
Hak hukuk
Bugün yine Yunanistan’ın antik dönemine bir yolculuk gerçekleştireceğiz ve mitolojideki en ünlü öykülerden birine konuk olacağız; Elektra ve Orestes’in öyküsüne. Başlayalım.
Elektra: “Hayatım pek güzel, hayran olunacak doğrusu!
Khrysothemis: “Güzel olurdu, eğer iyi düşünmesini bilseydin.” (sayfa 13)
1.Sophokles’e Dair:
Önceki incelemelerimde de
Protestan bir Hristiyan olarak komünizmin yollarında yürümüş, ilmi çok, insafı bol, vicdanı geniş, insan sevgisi büyük ve dünyanın gidişatını kendine dert eden üretken ve bilge bir filozoftan dostça verilmiş bir haber, kardeşçe verilmiş bir müjde:
"GELECEĞİMİZDE İSLAM VAR"
1913'de Marsilya/Fransa’da doğan
Anlaşılması çok zor olsa da, bazen aynı satırı defalarca okumak gerekse de anlaşılmaya başladıktan sonra okuyucunun elinden tutup, iç dünyasında muhteşem bir seyahate çıkarıyor ve en sonunda karanlık tünelin sonundaki aydınlığa getirip bırakıyor. Bu açıdan bakıldığında aslında Kierlegaard , umutsuzluğun değil umudun kitabını
Bu bir hikâye değildir, bir hikâyeye konu da değildir, çoğu şeye inancım kalmadığı gibi, bu yazı; etrafımızda ki ve burada ki bir çok şeyin de saçmalığına bir kelamdan daha azı ya da fazlası da değildir.
Kadınlar… Gerçek hayatlarında kadınları zerre umursamayan insanlar, kalkmış kadınlar hakkında bir şeyler yazıyorlar, yazsınlar yazsınlar tabi
Dünya sahtekarlarla doludur azizim; insanlar samimi değildir, herkes birbirini kırar, incitir. Bizim o koca koca kitapları devirmemiz, iki satır samimiyet bulabilmek içindir...