"Gülünü bu denli önemli kılan şey, onun için harcadığın zamandır. İnsanlar bu gerçeği unuttu. Ama sen asla unutmamalısın.."
Sayfa 92 - Karbon Kitaplar Yayınevi
"İnsanlar nereye gittiklerini biliyor mu acaba? Nereden gelip nereye gittiklerini. İşte bu yollar, bu arabalar, bu sel olmus akan sarı-kırmızı ışıklar arasında ademoğlu bu sorunun cevabını unuttu. Hatırlamak da istemiyor. Hatırlamak isteyenleri tersliyor, saf dışı bırakıyor. Amaan...Boşver. Ne demiş köylümüz: Sür eşşeği küllüğe, debelensin."
Sayfa 33 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ve tilkinin yanına geri dönmüş: - Elveda, demiş ... - Elveda, demiş tilki. İşte sana vereceğim sır. Çok basit bir şey: Yalnızca kalbinle iyi görebilirsin. Asıl önemli olan şeyler göze görünmez. - Asıl önemli olan şeyler göze görünmez, diye tekrar etmiş küçük prens aklında tutabilmek için. - Gülünü bu kadar önemli kılan, onun için sarf ettiğin zaman. - Gülüm için sarf ettiğim zaman ... demiş küçük prens aklında tutabilmek için. - İnsanlar bu gerçeği unuttu, demiş tilki. Ama sen unutmamalısın. Evcilleştirdiğin her şeyden sonsuza kadar sorumlu olursun. Gülünden sorumlusun ... - Gülümden sorumluyum, diye tekrar etmiş küçük prens aklında tutabilmek için.
Sayfa 71
Göçmen kuşlar bile ne vakit göçeceklerini unuttular sanki. Sanki rüzgâr esmeyi, yağmur yağmayı unuttu. Demeye dilim varmıyor ama, insanlar da birbirlerini unuttular.
Sayfa 45
Ne güzel özetlemişsin beni, nokta atışı.. sahte, yapay, çakma yürekler
Duracağı katı unuttu asansörüm, iki katın arasında sıkışan Hakan Günday'ın aksine, benim kurtuluşa açılacak kapım asansör boşluğunun zeminiydi. Her katta farklı bir aşkın entrikası dönerken yüzleşmekten korkmak değildi bu, yüzleşecek bir yürek bulamamamdandı.
Sayfa 43
"Gülünü bu denli önemli kılan şey, onun için harcadığın zamandır. İnsanlar bu gerçeği unuttu."
Reklam
Modern İnsan..
Modern insan maddeyi her şeyden üstün saydı ve maneviyatı ekonomiye feda etti. Zindeliğe, kuvvete ve sevince, rahatlığa tercih etti. Atalarının toprağını terk etti. Mütevazı arkadaşları olan hayvanları unuttu. Ruhsuz bir makine kavmi arasında yaşamaya başladı, Güneş'in altında dalgalanan buğday başaklarını, ormanın derin sessizliğini, gecenin sükûnetini, bitkilerin, ağaçların ve suların ahenkli güzelliğini hafızasından sil- di. Hendesi birtakım çizgilerden ibaret kaskatı sitelere kapandı. Fabrikaların yeknesak işi yüzünden asıl şahsiyetini kaybetti. Farkında olmadan bütün hayat kanunlarına karşı geldi. İşte o zamandır ki realiteden tamamen uzaklaştı.
"İnsanlar nereye gittiklerini biliyor mu acaba? Nereden gelip nereye gittiklerini. Duran çocuk; şunu bil ki, işte bu yollar, bu arabalar, bu sel olmuş akan sarı kırmızı ışıklar arasında ademoğlu bu sorunun cevabını unuttu. Hatırlamak da istemiyor. Hatırlamak isteyenleri tersliyor, saf dışı bırakıyor..."
Ölüm anında cem ve aylin gibi olanlar vardır: Hazır insanlar. Yaptıklarından memnun, yaşamlarını özgürce yönlendirmiş olanlar. Hayallerine ve amaçlarına ulaştıklarını hisseden insanlar… Arkalarında iyi bir iz bıraktıklarini bilenler… Bazıları Rober gibidir: Panik içinde. Rober, gecenin tarihini düşünmemişti, hatta onu unuttu. Ölümün varlığını
Sayfa 36 - Günışığı Kitaplığı
‘’Ölümün birinci nedeni, kendimizi Tanrı’dan ayrı tutmamız, ilahi olanı kendi dışımıza taşımamızdır, ‘’ Lupelius der ki, hastalandığınızda, acı çektiğinizde ve yoksulluk içine düştüğünüzde Tanrı’dan nefret edebilirsiniz, ama sizi temin ederim ki, hastalığınızın, acılarınızın ve yoksulluğunuzun nedeni Tanrı’dan kopmuş olmanızdır. İnsanlar bunu unuttu ve bu gezegeni bir ölüm dünyasına dönüştürdü. Ölümü yaşama nedenleri yaptılar. Ölüme adanmamış tek bir düşünceleri, tek bir davranışları yok.
773 öğeden 761 ile 770 arasındakiler gösteriliyor.