-Elveda, demiş tilki. İşte sana vereceğim sır. Çok basit bir şey: Yalnızca kalbinle iyi görebilirsin. Asıl önemli olan şeyler göze görünmez. ... -Gülünü bu kadar önemli kılan, onun için sarf ettiğin zaman. ... -İnsanlar bu gerçeği unuttu demiş tilki. Ama sen unutmamalısın. Evcilleştirdiğin her şeyden sonsuza kadar sorumlu olursun. Gülünden sorumlusun…
Namlı şanlı Hephaistos’u çağırdı hemen: “Bir parça toprak al, suyla karıştır,” dedi, “içine insan sesi koy, insan gücü koy. Bir varlık yap ki yüzü ölümsüz tanrıçalara benzesin, bedeni güzelim genç kızlara. Athena, sen de ona el işlerini öğret,” dedi, “renk renk kumaşlar dokumasını öğret. Nur topu Aphrodite, sen de
Reklam
Sular çekiliyor dünyadan
Suların başını beklemeyi unuttu insanlık kendini dünyanın sahibi sanırken. Asri zamanların kükürtlü dumanları, gazları içinde yağmur olmaya biriken kirli bulutların içinden geçerken görülen dünyanın sonu: Gitgide sular çekiliyor dünyadan. Ruhları, hayatları, hikâyeleri, kâinatın gereklerini, varlığın sebeplerini dünyanın dilini gün günden kurutuyor insanlık. Sular çekiliyor dünyadan. Kestiğin ağaç, yaktığın orman, saldığın gaz, kazdığın çukur, açtığın taşocağı. Sular çekiliyor dünyadan. Habercisi: Tabiattan önce içinizdeki kuraklık. Gözlerinizdeki çorak. Sular tamamen çekildiğinde hiçbir hikâyeniz kalmayacak geriye yaşadıklarınızdan. Bunca yıl kendi cehenneminize odun taşıdınız. Söndürmek için bir katre olsun beklemeyin artık ummandan.
“...çok sevdiği hayvanlar içinde insanları unuttu, insanlar da onu unuttu.”
“Gelişmiş insan dünyaya daha dikkatli bakan, nereden geldiğini, nereye gittiğini, ne için yaşadığını kendine soran, yaşamını olabildiğince anlamlı kılmaya gayret eden ve kendinden sonra gelecek kuşaklara küçük de olsa bir katkıda bulunmaya çalışan insandır. Ama şimdilerde, insanlar neredeyse soru sormayı unuttu. Ya kendini dinle kapattı dünyaya veya inkar edip isyan etti. Böylece kurtulduğunu sandı her şeyden.”
... Göçmen kuşlar bile ne vakit göçeceklerini unuttular sanki. Sanki rüzgar esmeyi, yağmur yağmayı unuttu. Demeye dilim varmıyor ama, insanlar da birbirlerini unuttular. Çünkü araya faizler girdi, repo girdi, skandallar girdi. ...
Reklam
İnsanlar nereye gittiklerini biliyor mu acaba? Nereden gelip nereye gittiklerini. Duran çocuk; şunu bil ki, işte bu yollar, bu arabalar, bu sel olmuş akan sarı-kırmızı ışıklar arasında âdemoğlu bu sorunun cevabını unuttu. Hatırlamak da istemiyor. Hatırlamak isteyenleri tersliyor, saf dışı bırakıyor.
Şimdilerde insanlar neredeyse soru sormayı unuttu. Ya kendini dinle kapattı dünyaya veya inkar edip isyan etti. Böylece kurtulduğunu sandı her şeyden.
Sayfa 181 - Remzi KitapeviKitabı okudu
KÜÇÜK YILDIZIN SON BALADI
Samanyolu, çobanın peşinden giden bir sürü gibi, göğün yamacına tırmanıyordu. Sürüdeki en küçüklerden biri, bu gümüşi döngüden ve dinginlikten öteye geçmeyen yolculuklardan bıkmıştı artık. Huzursuzdu. Sıkıntının tırnakları, bir yerlerini sürekli kanatıyordu. İşte böyle bir gökgününde, sürüden sessizce ayrıldı. Evinden kaçan kısa pantolonlu afacan
764 öğeden 501 ile 510 arasındakiler gösteriliyor.