Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanların neden eşit olmadığını ve özgürlüklerinin neden engellendiğini pekala biliyorsanız; bilinciniz tedirgindir. Tedirgin bilinciniz vicdanınızı mı kanatıyor? Öyleyse inandırıcı olursunuz.
Sayfa 125 - su yayınları.1999Kitabı okudu
Ama ben, o kızan insanların yüzünde aslanlardan, timsahlardan, ejderhalardan daha korkunç bir hayvanın gerçek doğasını görürdüm.
Reklam
DARBELER ve MUZ CUMHURİYETİ!..
Celâl Hoca şunları da söylemişti: - "Türk imânının düşmanları, Celal Bayar'ı, Adnan Bey'e ayak bağı olarak koymuşlardı... Biliyorlardı ki, bu millet bütün felâketlere, musibetlere rağmen, daima imânına aşina olan kimselere rey verecek, onları kazandıracaktır. Bunun için, milletin sevdiği kimseler seçimle iktidara gelseler bile, bir iş yapamasınlar diye, hem onların arasına kendi adamlarını soktular hem de bir sürü engeller, kanunlar koydular. 27 Mayıs hükûmet darbesinden sonra yapılan anayasalar, çıkarılan kanunlar hep, başa gelecek vatan evlâdı dindar insanların eline, ayağına, diline vurulan kilitler, zincirlerdir. Milleti temsil eden birileri başa gelse bile, önlerinde kaç tane engel vardır. Anayasa Mahkemesi engeli, Danıştay, Yargıtay, Sayıştay engeli daha bilmem neler... Yâhu şu kadar milletvekilini, şu kadar senatörün ittifakla aldıkları bir kararı, bilmem ne mahkemesi bozacaksa, o kadar adamı seçmeye, meclisleri toplamaya ne lüzum var? Yâhu bu memleket orman çiftliği mi? Maalesef bu işler çözülmesi beklenen kör düğümlerdir..."
Sayfa 288 - 299 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Mustafa Runyun Bey-, Celâl Hoca, Menderesler ve Bayar, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Yirminci yüzyıl, bir "ideoloji­ler çağı" olmuştur. Bu çağ, gerçekten de insanların su ve ekmek gibi ideolojiye ihti­yaç duydukları, ideolojilerinden başka bir şey konuşmak istemedikleri, ideolojilerin­ den başka bir şey duymak istemedikleri, ideolojilerinden başka bir şey düşünmek is­temedikleri bir çağdır. Bu çağ, insanların kendilerini ideolojileri ile ifade etmeyi sev­dikleri, bundan haz aldıkları, huzur ve mutluluk duydukları, kendilerini ideolojileri ile güvende ve dünyayı değiştirecek güçte hissettikleri, varoluş karşısında ideolojik bir tavır gösterebilmeyi yaşamlarının başlıca amacı ve anlamı haline getirdikleri, ideolo­jilerinin dışında kalan her şeyi anlamsız, gereksiz, değersiz ve yararsız gördükleri bir çağdır.
Aşkın, insanların nasıl yakalandıklarına anlam veremedikleri, kaprisli bir his olduğu söylense de her şeyin olduğu gibi aşkın da kendi kanunları ve sebepleri vardır.
Sayfa 512Kitabı okudu
Pişmanlık zayıf insanların kaderidir. Doyumsuz insanların. Güçlüysen yaşamın sana sunduklarıyla yetinmeyi bilmelisin. Bunu yapabilirsen pişmanlık kapını asla çalamaz. Ama yapamazsan, yetinmeyi bilmezsen, asla iflah olmazsın çünkü her günün mutluluk ve zevkle dolu olsa bile günün birinde daha fazlasını elde edemediğin için pişman olursun. Doğanın acı bir oyunu bu. Aynı zamanda muhteşem bir oyun.
Sayfa 182Kitabı okudu
Reklam
Hikâyeye göre soğuk bir günde karşılan bir grup kirpi ısınabilmek için birbirlerine sokulurlar. Ancak hepimizin bildiği üzere kirpilerin çok sivri dikenleri vardır ve birbirlerine sokuldukları sırada bu dikenleri birbirlerinin vücutlarına batar. Kirpiler ısınabilmek için birbirlerinin vücut ısılarına gereksinirken kendilerini de sivri dikenlerden korumak zorundadır. İşte bu kirpiler hem kendi ihtiyaçlarını karşılamak (ısınmak) hem de zarar görmekten kaçınmak için en uygun mesafeyi ayarlamayı öğrenmek zorundadır. Kirpilerin hikâyesi ile insanların hikâyesi de benzerdir.
aynen..!
Düşünülürse hunharlık bakımından bugünkü gelişmiş insanların mağaralarda, taşkovuklarında adeta inlerde mekan tutup üzerlerine saldırdıkları avlarını tırnaklarıyla, dişleriyle paralayarak yiyen vahşi atalarından çok farkları yok..
Sayfa 83
İnsanların ne garip tutkuları var. Bütün tutkular aslında güçsüzlüktür.
Sayfa 161 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.