Hasan Sabah gençliğinin ilk yıllarında inanç edinilen, kabul edilen, kabul ettirilen Dogmatik yapının temellerine inerek bir arayışın içerisine giriyor. Dogmatik yapının körükörüne dayatılan yönlerini irdelerken inanç diye kabul ettiği düşüncelerin yıkıma uğramasıyla ahlaki ,insani, vicdani, bütün değerleri toz buz olan bir Sabah buluyor karşısında
Ve işte tam da bu noktada "Hiçbir şey gerçek değil herşey mübah "sözüyle kendisi de yeni bir afyon din inşaa ediyor
Madem tanrının dinlerin yalancı vaatleriyle kandırma biçimi vardı o zaman Tanrı'nın yeryüzündeki somut yüzü Sabah olacaktı İlahi varlığa belki de saldırma biçimiydi seçtiği
Kitabi bitirdikten sonra birkez daha anladim ki Çağ , zaman,Dunya ne kadar değişirse değişsin insanlarin cennet sevgisi,cehennem korkusu tembel ruhlarinin sığındığı bir limandı ve oylede kalacak