Olan şu ki, post-modern krallarimizin bahsettiği gibi salgın ve kıtlıktan da uzak değiliz insanlık şuan öyle bir küresel kontrol altına ki hiç kıtlık ve salgın riski olmasa bile veriler manipüle edilip insanları buna ikna etme gerek teknolojik vasıtaları ile gerek tekelleşmiş objektifliğini kaybetmiş kurumları ile(DSÖ,AİHM,UNICEF,DAVOS vs) insanları yine bir modern öncesi toplumsal şartlara indirgenebilir, yani her ne kadar biz bu tehlikeleri kontrol altına aldık desek bile ,kendi kontrolümüzü devrettik kendi kontrolümüzü devrettiğimiz yetmediği gibi kendimizi devrettiğimizin bile farkında değiliz güya ilkel kaldığımızı varsaydığimız donem için de var olan tehlikeleri bertaraf edemediğimiz gibi üstüne yeni yüzlerce toplumsal sorunlarla karşı karşıyayız (Aile kurumu yok olması, intihar, yüzlerce kombinasyonu oluşturulan cinsel sapkınlıklar) hasılı demek istediğim şu ilerlemeci bilim anlayışının bize anlattığı toplumsal hayat ile bize yaşattığı hayat çok farklı oldu.
SametBirkâr
@xwandekarr
·1yıl
Bizden önceki herhangi bir kuşaktan çok daha fazla belirsiz bir gelecekle karşı karşıyayız. Kuşkusuz, daha önceki kuşakların yaşam koşulları her zaman güvensizdi: insanlar doğal afetlerin, salgınlar ve kıtlığın karşısında güçsüz durumdaydılar. Ne ki, bugün sanayileşmiş ülkelerde büyük ölçüde salgın ile kıtlıktan Uzak olsak da, şimdi kendi kendimizin serbest bıraktığı toplumsal güçlerle baş etmek zorundayız.
Sayfa 67
İnsanlar anlaşılır bir durumdan öbürüne ilerleyerek (ya da anlaşılır durumlar arasında dolanıp durarak mı demeli) ömürlerini bitiriyorlardı ne de olsa. Anlaşılır ve beklen dik durumların kalp kırıklığı, öfke yahut üzüntü yaratması ise insanlık hallerinin yine kaçınılmaz, fakat hazin bir başka yanıydı.
Sayfa 204
“Bazen insanlık durumları, nedeni ya da sonucu olduğu dünya durumlarının karşısında nasıl da önemsiz bir ayrıntıya dönüşüyor.”
Sayfa 370Kitabı okudu
