Yalınlık göster, sadeliği benimse, Bencilliği azalt, arzularını frenle.
Âlimliği ve bilgiçliği bir kenara bırakırsan, Halka yüz kat faydan dokunur. "İnsanlık" ve "doğruluk" prensiplerini bir kenara bırakırsan, Halk "anne babaya saygı"yı ve "merhamet"i Yeniden hayata geçirir. Fırsatı ve çıkarı bir kenara bırakırsan, Ortada ne hırsız kalır ne de hain. Bu üç sözün yetersiz olduğu düşünülür, Bunları bir anafikre bağlamam gerekirse: Yalınlık göster, sadeliği benimse, Bencilliği azalt, arzularını frenle.
Filistin özgürdür ve öyle kalacak.
"Sakın Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma.Allah onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor."(İbrahim süresi,42) Zaten yaşanan başlı başına bir insanlık suçudur.İnsan hakları bildirgesi tam 76 yıl önce imzalandı değişen hiçbir bir şey yok.ABDher yeri yıkıp somürdü ve tüm bunlar insan hakları bildirgesini imzalayan 48 ülkenin gözleri önünde oldu,oluyur ve şimdi olmaya devam ediyor.Cok demokrstik eşitlikçi ABD şimdide i*sraili pohpohluyor. tüm devletler o bildirgeyi suçları daha resmi bir şekilde işlemek ve insanları resmi bir şekilde katletmek için imzalamış. Suçları meşrulaştıran develetlerin kendisidir. Hepsinin Allah belasını versin Elimizden ne geliyorsa onu yapmalıyız,bu bizim insanlık görevimizdir. Ve elimizden gelenleri yaptıktan sonra tabiki dua dualarınızı ihmal etmeyin.Elimizden fiili olarak bir şey gelmeyebilir ama her an dua etmek için ellerimizi açabiliriz.Dua etmeyi unutan bir kalp katılaşır.Elinizden geldiği kadar dua edin🍀🍀
Reklam
5. Nasıl, bu muhteşem güzellikler karşısında hayrete düştün, değil mi? Fakat bunlar ne kadar hayranlık vericiyse, inkârcıların, “Ne yani, mezarlarda çürüyüp toprak olduktan sonra, biz yeniden mi diriltilecekmişiz? Hiç öyle şey olur mu?” şeklindeki iddiaları da en az bunun kadar hayret ve dehşet vericidir. İşte bu iddiada bulunanlardır, sonsuz
Ben burada tek değil, var olduğum tüm gruplarda bu zulmü duyurmaya çalıştım. Telegram'da yazmıştım YKS kanalına. Bazı kişiler yaptığınız dini boyut değil, insanlık meselesi dedi. Halbuki ben hiç dinden bahsetmemiştim. Neyse bir müslüman boykotu gereksiz görüyor ve müslümanları samimiyetsiz buluyormuş bugün yazdı. Sonra ben düzgün bir üslupla anlatmaya çalıştım. Bir kız kardeş yazdı, cesaretlisin dedi. Ben çekiniyordum yazmaya dedi. O an aklıma, “Onlar, kınayıcıların kınamasından korkmazlar”, ayeti geldi. Ve kardeş bugün yeniden doğdu. Allah'ı gerçek anlamıyla tanıyıp İslam'a bir fedai olmak istediğini söyledi. Yaa, Yüce Rabb, ne güzel şeyler nasip ediyor... Belki kötü gördüler beni ama bir markete gittiklerinde, bir AVM'ye, hatırlayacaklar o yazıyı ve almayacaklar belki de...
Son savaş ! Melhame-i Kübra Armageddon Adına ne dersen de ! Aynı hikaye ! Hepsi bu topraklar da ! Bastığın yerin her metre kare sin de !! İNSANLIK TARİHİ YATIYOR !!
Esrar-ı Havas
Esrar-ı Havas
Bu uygulamalar Resulallah (sav) tarafından "farkındalık kapıları­ nın anahtarları" olarak dile getirilmiştir, Kur'an ise şöyle der: Siz, ey imana ermiş olanlar! Allah'ı çokça anın (Kur'an, 33:41). Yaratıcıya zi­ kir yoluyla yaklaşmak, "hatırlamak" veya "farkına varmak" neredey­ se bütün lslam eserlerinde karşımıza çıkmaktadır. Bu sözcük Kur'an'da sadece ibadetin yüksek biçimleri söz konusunda olduğun­ da kullanılmaktadır.67 Ayrıca başka örnekler de verilmektedir, ôy­ leyse beni anın ki, ben de sizi anayım (Kur'an, 2:152) ve O anlan sever, onlar da O'nu severler (Kur'an, 5: 59). Bu ayetler, Sufilere göre Allah ile yani "Sevgili" ve ."Dost" ile olan samimi ilişkilerini belirtmekte­dir. Her iki ayet de, ilk hitabın insandan değil, Hakk'tan geldiğini vurgulamaktadır: Zikir , ilahi bir nurdur ki onun sajlıgı, dervişin kalbini Sevgili'ye çe­ ker (Ruzbihan-i Bakli ö.1209, Şiraz). Kelebazi (ö.996), zikrin kişiyi doğrudan "ilk akd"e götürdüğünü söyler: insanlık ilk zikrini Alemlerin Rabbinden duydu: Elestü bi rabbi­küm (ben sizin Rabbiniz degil miyim?). Bu zikir kalplerinde gizlendi, ay­ nen gerçegin akıllannda gizlendigi gibi. Sufi zikrini duyduklannda; gizle­ nen şeyler tekrar, kalplerinden onlara gösterilir (Schimmel, s.244)
Reklam
Bu Bir Savaş Değil Apaçık Bir SOYKIRIM...
"Dünya adaletsiz çocuk, dünya zorba." Adalet terazisinin zerre şaşırmayacağı o güne imanımız olmasa tahammül edilebilecek gibi değil. Tüm dünyanın gözü önünde binlerce çocuk katledilirken halâ elle tutulur bir yaptırım yok, Birleşmiş Milletler, Çocuk Hakları hepsi lafügüzafmış. Birde İslam işbirliği çatısında toplanıp İsraili kınayıp
MU-AZ-ZAM
İnsanlık hakikati, sonrasında, geri kalan akılların, nåtık feleki nefslerin ve diğer nefslerin suretinde ortaya çıkmış, sonra tabiat ve külli heyůlå suretinde, sonra basit ve bileşik cisim suretinde ortaya çıkmıştır. Bunu Müminlerin Emiri, Allah'ın yeryüzlerindeki dostu, muvahhidlerin kutbu, 'Ali bin Ebi Tà lib'in -Allah onun yüzünü ağartsın- insanlara yönelttiği bir hutbesinde söylediği şu sözü desteklemektedir: "Ben Bismillah'taki bå'nın noktasıyım. Ben kendisiyle ilgili olarak kusur işlediğiniz Allah'ın tarafıyım. Ben, Kalem'im. Ben, Levh-i Mahfüz'um. Ben, Arş'ım. Ben Kürsi'yim. Ben, yedi göğüm. Ben, yeryüzleriyim." Ta ki hutbesinde sahv/uyanıklık haline döndü, kendisinden birliğin tecellisinin hükmü kalktı, beşerlik alemine döndü ve Hakk kendisine çokluğun hükmüyle tecelli etti, böylece özür diledi ve kulluğunu, zayıflığını ve ilahi isimlerin hükümleri altında boyun eğdiğini ikrar etti. Bu yüzden şöyle söylenmiştir: Kâmil insan, tıpkı Hakk'ın bütün varlıklarda gezip aktığı gibi gezip akar ve bu, Hakk'tan Hakk ile halka doğru olan üçüncü yolculuktadır. Bu yolculukta kamil insanın kemåli tamamlanır ve hakka'l-yakine ulaşır. Buradan da sonluğun ilklik ile özdeş olduğu anlaşılır ve "O, Evvel'dir / İlktir ve Ahir'dir/Son dur, Zahir'dir/ Açık'tır ve Bâtın'dır / Gizli'dir. O, her şeyi hakkıyla bilendir. ayetinin sırrı ortaya çıkar
Ketebe YayınlarıKitabı okuyor
Dua..
Ya Rabbe'l-Âlemîn! Yahudileri zelil eyle, ihlasla sana ibadet eden kullarına musallat olmuş bu lanetli kavmi yerin dibine geçir, maymunların ve domuzların kardeşleri olan bu müşrikleri alemlere ibret olacak şekilde rezil eyle ya Rabbi! Onları görünmeyen ordularınla ve karşı konulamayan gücün ile perişan eyle ya Kahhâr. Ey Allahım, Peygamberlerinin katili, oğlak perest, gazaba uğramış, Tevrat'ı tahrif eden, Peygamberleri yalanlamış, insanlık tarihinin utancı olan bu lanetli kavmi sen güç ve kuvvetinle darmadağın et ve onları Müslümanlardan def et! Yâ Rabbi! Onları birbirine düşür ve onları tahmin etmedikleri yerden azapla tut! Ey Allahım Filistin'deki kardeşlerimize merhamet et, onları bulundukları zor durumdan kurtar. Onlar senin muvahhid kullarin ya Rabbi! Sen onları yüce rahmetinle ve şefkatinle bulundukları zayıflıktan kuvvete çıkar, onları küffara karşı izzetli eyle. Allahım içlerinde ölüleri katında şehitler olarak kabul et ve yaralılara katından acil şifalar nasip eyle ve diğerlerine de emniyet, huzur ve afiyet ver Ya Rabbe'l-Âlemîn..
Biliyorsunuz biz Türkler, İslâmiyet'i VAHDANİYET (TEK TANRI) inancını getirdiği için kabul ettik ve onun cihan hareketi olabilmesini kafa ve kılıcımızla biz temin ettik. Eğer Türkler Müslüman olmasaydı İslâmiyet, Musevîlik gibi mevzii bir din olarak kalırdı. İslâm âlemine bu hakikati anlatmak lâzımdır. Araplar topraklarında üç semavî din peygamberinin gelmesiyle iftihar ederler ve üstünlük iddia ederler. Bizi de böyle bir nasibden mahrum olduğumuz için küçümserler. Aslında bu bizim ahlâk ve insanlık benliğimizi, hiç bir devirde bir Peygambere muhtaç olacak kadar kaybetmemiş olmamızın İlahî takdir ve tasdikidir. Çünkü hangi Peygamberin nerede irşâd vazifesi ifâ edeceği, Tanrı’nın takdiridir.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.