Cengiz Aytmatov, lise yıllarımda edebiyat öğretmenimin önerdiği bir yazardı. Kitaplarını hep merak etmiş ancak bu zamana dek okumamıştım. Edebiyat öğretmenime beni bu yazarla tanıştırdığı için sonsuz teşekkürler. Başından sonuna tüylerim ürpererek okuduğum bu kitap, insanın varoluşu ve özü adına anlamlı katkılar sağladı. Kitaptaki adsız çocuk sevinciyle, acısıyla, hayalleriyle içimde yer etti. Hep yalnız ve mücadele içinde süren yaşamında hayallerine, inancına, umuduna tutundu. Bir gün ailesine kavuşmak ümidiyle o beyaz gemiye kavuşmayı diledi. Balık olup beyaz gemiye yüzebilmek... Dünya, insanlık bu denli acınası haldeyken saflığı ve temizliği ile kalbimde hissettim onu. İnsanın merhametine, vicdanına dokunan bir eser. Kitabın bir diğer sevdiğim yönü betimlemeleri oldu. O coğrafyanın yabancısı olmama rağmen muazzam betimlemeler sayesinde artık fikrim var. Cengiz Aytmatov ve eserlerinin kütüphanemde bulunması ne büyük bir gurur. Bendeki yeri her zaman farklı olacak.
İnsanlar niçin böyle yaşıyorlardı? Niçin bazıları iyi bazıları kötüydü? Niye bazıları mutlu, bazıları mutsuz? Niye bazılarından herkes korkar da bazılarından kimse korkmaz?
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201870.6k okunma
Yüzyıllar geçti.
Önce insanın bedeni köle edildi.
Sonra eşit insan kavramı geldi.
Bedenler özgür ama emek köle edildi.
Sonra emek kutsaldır denildi ve insanca yaşam koşulları adı altında (!)emek sömrüldü. Yetmedi ,modern dünyada ruhlar esir edildi. En iyi insan işini en iyi yapandır, en iyi insan çok çalışıp az konuşanlar oldu.
Oysa ne kölelik bitti ne insanlık tam olarak insan olabildi ....
“Baş düşman hangisi? Askeri diktatörlük mü? Bolivya burjuvazisi mi? Emperyalizm mi? Hayır, yoldaşlar. Size sadece şunu söylemek istiyorum: Bizim baş düşmanımız korkudur. Onu içimizde taşıyoruz.”
Domitilia, Catavi kalay madeninde sadece bunları söyledi ve ardından diğer dört kadın ve yirmi çocukla birlikte başkente geldi. Açlık grevine Noel'de başladılar. Kimse onlara inanmadı. Birçok kişiye bu güzel bir şaka gibi göründü:
“Beş kadın bu şekilde diktatörlüğü devirecek!”
...
Beş kadın askeri diktatörlüğü devirdi.”(s. 79)
•
Merhaba, okurken bolca dellendiğim fakat gururlanmalı burukluk da hissettiğim aynı zamanda da feminist yüzdemi fulleyen bir okuma oldu.
Arka kapakta şöyle bahsedilmiş:
“Eduardo Galeano yine dünyanın bütün köşelerini dolaşarak, kadınlar şahsında bir insanlık tarihine davet ediyor okuru. Yalnızca tekerrürden ibaret olmayan, çomak da sokulabilen bir insanlık tarihine...”
•
Başta tüm kadınlar olmak üzere ilgilisine tavsiye edilir :)
KadınlarEduardo Galeano · Sel Yayıncılık · 20202,057 okunma
Merhaba Abicim...
Nerden başlasam hiç bilmiyorum. #230380227
Kitabın bittiğine mi? Yoksa...
Senden bahsedince sözcükler bile tıkanıyor biliyor musun?
Sen söyle ALBAYIM neye?
Ah be Oğuz abi neden erken gittin. Sen zaten dünyaya verilmiş en güzel hediyeydin be bizden de alındın geri.
Albay, Selim, Hikmet, Bilge,
Ardında asırlardır çözülemeyen sırlar bırakan Leonardo da Vinci, yaşamının her ânını dolu dolu geçirdi, yorulmaksızın çalıştı, üretti ve kendi deyişiyle belki de yaşamayı öğrenmenin yollarını aradı.Dinmek bilmeyen merak duygusunun peşinde geçirdiği yıllar onun duyarlılığını artırdığı gibi insanlık tarihi boyunca yaşanan trajediler karşısında duyulan çaresizlik hissini derinden yaşamasına da neden oldu. Leonardo da Vinci, bu çaresizlik hissinin rehavetini kapılmaktansa çözüm üretmeye,makineleri, insanları, hayvanları, doğayı, gezegenleri, kısaca evreni anlamaya çalıştı. Ölümüyle krallara yas tutturan ressam, Leonarada da Vinci, bütün çabalarının nedenini kendi sözleriyle şöyle özetlemişti:
"Yaşamayı öğrendiğime inandığımda, ölmeyi de öğreneceğim." s.71
❝Dindarlığınızı Tanrı'ya gösterin, bana insanlığınız lazım!❞
İnsana ve geleneklere ait ne varsa sorgulayarak tüm ezberleri bozan, "üstinsan" olabilmenin yollarını gösteren, sindirilmesi pek kolay olmadığından "herkes ya da hiç kimse için" derin felsefenin beynimize format atacağı bir
Ben de hayat bilgisi zayıf albayım. Bilge bunları bilir, bu bakımdan akıllıdır; birlikte olabilseydik, insanlık çok yararlana caktı bundan. Yazık oldu.
Öncelikle herkese iyi tatiller diliyorum!
Vize dönemim nedeniyle Ocak ayında 10 kitap okuyup okumalara ara vermiştim. Tatilinde verdiği rahatlıkla tekrar okuma yapmaya başladım. Bugün eserimiz Çağla Gül Yesevi’den Türk Milliyetçiliği. Eseri yıllar önce bir fuardan almıştım. Okumak ilgilenmek bugüne nasip oldu. İç başlıkları gerçekten entel anlamda Türk milliyetçiliği konusunu merak edenler için zengin hazırlanmış. Akademik olarak bir yolculuğa çıkıyorsunuz. İnsanlık tarihi ve milliyetçilik olgusunun başlangıcından Türk Milliyetçiliğinin konu başlıklarına kadar geliyorsunuz. Son olarak partilerin milliyetçilik özelliklerini akademik bir dille vererek eser sonlanıyor. Güzel bir çalışma olmuş. Ancak akademik dilden sıkılanlar için önermeyeceğim bir eser. Akademik dilden sıkılmayanlar içinse gayet okunası ve bilgi edinilesi bir eser olmuş.
Saklı Bahçeler Haritası, Başak Kablan’ın Instagram hikayesinde görüp direkt aldığım bir kitaptı. Kurguya çok fazla ihtiyaç duymamdan mı yoksa Başak Kablan’ın önerdiği kitaplara olan güvenimden mi bu kadar hızlı sepete eklediğimi, yazar hakkında hiçbir şey duymamış olmama rağmen beğenip beğenmeyeceğimi bilmeden kitabı alışım aslında alışılmışın