534 syf.
·
Puan vermedi
·
41 günde okudu
Wuhu!
Öncelikle tarihi bir kitabı kurgusal yerleri olmasına rağmen bitirmiş olmanın verdiği huzur ile cumlelerime başlıyorum... Yazara şöyle eline yüreğine ve hayal dünyana sağlık diyerek teşekkür edeyim de üzerimde kalmasın... Antik Mısır,firavunlar ve halk...Antik Mısır dedim ama yıl 2024 bazı ulkeleri o bazı ülkelerde yaşanan sorunları-ki yönetim,ekonomi,açlık,terörizm vs vs-dusununce insanoğlu hiç yol katetmemis bunu fark ettim...Üzülerek söylüyorum inanmak bir zorunluluk olabilir ama inandığımız şeyleri herşeyin önüne getirmek ne kadar realist bir fikir bunu bilmiyorum...Milyonlarca yıl önce ki ruhban sınıfı ve şimdide bunun karşılığı olanlar...O zaman da da makam mevki ve kendi istikballeri bu zamanda da aynı teraneler...Kısaca şimdiyi geçmişin gözünden görmeme sebep oldu...Ve insanoğlu yaşadıkça ihtiraslarin kurbanı olmaya devam edecek gibi...Kim bilir milyon milyon yıl sonra bir yazıtta belki rastlanilmayacak ama şu an bu iletiyi yazdığım telefon denilen alet toprak altindan çıkartılıp bu yazdıklarım okunacak birileri tarafından...O zaman umarım okuyanlar biz başarmisiz degistirmisiz diyebilirler hayatın yorungesini... Saygilarimla
Akhenaton
AkhenatonTuna Kahraman · Dorlion Yayınları · 202315 okunma
Yapay İroni
Bugün de birkaç çocuk öldürdük. Kızmayın bana, sizin menfaatlerinizden alıyoruz gücümüzü. İki gün bağrışıyor, 3 gün yürüyorsunuz sonra biz kaldığımız değil devam ettiğimiz yerden katletmeye devam ediyoruz. Karşı mı çıkıyorsunuz. Sizi duymuyoruz. Aslında her şey "alışmakla"" alakalı. İnsanoğlu her şeye alışır. Alışmadığı bir şey görebiliyor musunuz ? Mesela ölümler ilk başladığı hafta bizleri taşlıyordunuz. Tıpkı şeytan taşlar gibi. Sonra biraz daha hedef kitlesi yükseldi-büyüdü. Dünya karşı çıktı "Filistin`de katliyam var" diye. Üzerinden iki üç ay geçti ve sesler kesildi. Bizi bir mahkemeye sevk ettiler. Dava görülmekte lakin her şey bir formalite. Binlerce insan katlettik ve epeyce bir toprak kazandık. En kötü ihtimalle Almanlarda olduğu gibi belli bir miktarda tazminat öderiz ve her şey yoluna girer. Tabi her şey bir Filistinle kalacak değil. Bakın Irak` üzerinden yirmi seneden fazla bir süre geçti. Kimse konuşuyor mu ? Ya Afganistan? Peki ya Suriye? Ukranya? Biz Satranç oyununu masaya koyarız ve dünya üzerinde sadece biz mat ederiz. Sonuçta Vadedilen topraklar diye bir şey var. Biz uydursakta-uydurmasakta bu böyle. Siz gece rahat uyurken biz yeni bombalarla yeni hayatları yok edeceğiz. Malum dünya nufusu fazla... Hem medya haber bekliyor, doğru değil mi? Size her şeyi sunuyoruz. Şimdi bize müsade yerlebir edilecek daha çok bina ve hayat var.
Reklam
İnsanoğlu topraktan yaratıldığı için onun tabiatında toprağın özellikleri vardır. Toprak zaman zaman kurur, sıcaktan kavrulur, suya hasret çeker. Onu ancak Allah Teâlâ'nın lütfedeceği bol yağmurlar canlandırabilir. İşte o zaman yeniden hayat bulan toprak, gönül okşayan binbir güzelliğini ortaya çıkarır. İnsan da böyledir. Onu nefsi ve bitip tükenmeyen hırsı esir alıp da insani özelliklerini kaybettirince, yeniden kendine gelebilmesinin yegâne yolu Allah'a dönmesi ve O'ndan yardım istemesidir. Yoksa dünya malına olan açlığı artarak devam eder. O zaman da topraktan yaratılan bu varlığın gözünü ancak kabir toprağı doyurur.
Chambord Kontu (V. Henri) olayını hatırlıyor musunuz? Bu da bir kral, lejitimist [iktidarın meşruluğunu soya dayandıran monarşi taraftarı]... İspanya'da Don Carlos'un yaptığı gibi, o da aynı dönemde Fransa'da iktidar arayışına girmişti. Hatta birbirlerini aynı aileden, aynı kökten sayabilirler, ama ne kadar farklı! Biri inançlarına
Sayfa 296 - 297, 298, 299,300, 301,302,303Yapı Kredi Yayınları
152 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Karanlık Dünya
Her türküsünü severek dinlediğimiz Aşık Veysel … Sazıyla sözü ile doğumdan başlayarak ölümüne kadar süren çileli bir yaşam … gözlerini nasıl kayıp ettiği, eşi Esma’nın bırakıp gitmesi, çocuklarını kayıp etmesi o şiirlerin nasıl dile geldiği, insan, hayvan, ağaç ve toprak sevgisi… Görmeyen gözlerin aslında neler gördüğü… Yazar Kısa ve öz olarak tanıklarla hayatını kaleme almış… Bir Aşık Veysel geçti dünyadan … Bir han gibi bir kapıdan girdi diğerinden çıkıp gitti… Sazı ve bıraktığı eserleri tüm insanlığa miras kaldı …. Allah kitapsız bırakmasın … Ben gidersem sazım sen kal dünyada hey Gizli sırlarımı aşikâr etme mey Lâl olsun dillerin söyleme ya da hey Benim her derdime ortak sen oldun hey Ağlarsam ağladın gülersem güldün hey Ben bir insanoğlu sen bir dut dalı hey Ben babamı sen ustanı unutma hey
Bana Güneşimi Getir
Bana Güneşimi GetirSinan Yağmur · Kapı Yayınları · 062 okunma
Bir şeyden kaçacaksanız çocuklar, yılandan, akrepten, aslandan kaçmayın da, nefsinizden kaçın, içinizdeki hırslardan, kinlerden, öfkelerden kaçın.Kişi kendisi için neyin daha zararlı olduğunu iyi bilmelidir. Dünyadaki bunca bunalımların, kavga ve dövüşlerin sebebi dosdoğru olamayan kendi nefislerimizdir. Insanoğlu hasetle, hirsla açgözlülükle bakmayı terk edip sevgiyle bakmayı öğrenmedikçe sancılanmaya devam edecektir... İnsan, sevginin çiçeğiyle açarsa toprak olup onu başında taşıyacaklar çok bulunur. Gönül gözüyle bakmasını bilirseniz, varlık âleminin gerçek suretlerini görürsünüz. Ve o suretler içinde kine bulaşmış, kötülüğe alışmış, sevgiden uzaklaşmış insandan daha çirkin, daha tehlikeli ve daha kötü olanı yoktur. Gözünüzün gördüğünü gönlünüzün gördüğüne değişirseniz kazanırsınız; yok gönlünüzün gördüğüne gözünüzün gördüğünü tercih ederseniz kayıptasınız.
Sayfa 424Kitabı okudu
Reklam
Yavaşça Kayboloyuruz
Ailece doğa belgeselleri izliyoruz bugünlerde. Doğaya pek fazla çıkma imkânımız olmayınca en azından çocuklarımız görsün, bilgi sahibi olsun, diyorum. Köy hayatı, bahçeler, şelaleler, küçükbaş hayvanlar, yumurta, süt, yoğurt, peynir, dalından koparılan doğal sebze ve meyveler, sonbaharın rengârenk ağaçları ve yollara serpilen yapraklar, kar, kış,
Çıra Yayınları / Mehmet KazarKitabı okudu
YAVAŞÇA KAYBOLUYORUZ! Ailece doğa belgeselleri izliyoruz bugünlerde. Doğaya pek fazla çıkma imkânımız olmayınca en azından çocuklarımız görsün, bilgi sahibi olsun, diyorum. Köy hayatı, bahçeler, şelaleler, küçükbaş hayvanlar, yumurta, süt, yoğurt, peynir, dalından koparılan doğal sebze ve meyveler, sonbaharın rengârenk ağaçları ve yollara
Bu imansızların işi çok zor. Her şeye bir izah bulmak için adamlar çabalayıp duracaklar. Garibanların başka yolları yok. Biz diyoruz ki; "Aynı topraktan beslenen, aynı su ile sulanan, aynı havayı alan bu nimetin birisini tatlı, birisini ekşi çıkaran Allah'dır. Bunu söylüyoruz ve rahat ediyoruz. İmansızlar da yok bunu tabiat yapar diyor. Tabiat dediğin nedir? Bu toprak, bu su, bu hava, bu güneştir diyor. Yahu bunlar bunu yapacak güçte midir? Evet diyor. Ama insanoğlu yapamaz. Peki toprak mı akıllı insan mı? İnsan akıllıdır; Yaratılmışların en akıllısı insandır diyor. Onu kabul, ediyor. Peki ben yapamıyorum da bu kara toprak nasıl yapıyor!?
Gör
Çocukken evimizde toprak saksıların içine dikilmiş, muhteşem güzellikte çiçekler vardı. Onlar sulanır, yapraklan temizlenir, sevilir, toprağı değiştirilirdi. Tam olarak ne zaman oldu bilmiyorum, yeni bir akım başladı. Plastik dönem... Saksıların plastikleri çıktı. Toprak saksıları atıp yerine plastiklerini koyduk. Sonra o çiçekler o saksılara pek
Reklam
478 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
"Al desem, sana ömrümü versem Korkarsın, alamazsın ki."
》Kitabın önsözünde, "Bendeki şiir; önce bir damlaydı. Rahmetli babamdan geldi, anamda biçimlendi, özlendi, bütünlendi." diye anlatıyor şiir serüvenine başlangıcını Ümit Yaşar. Küçük yaşlardan itibaren başlayan ilgisinin onu kocaman Ümit Yaşar yapması çok kolay olmamıştır herhalde. 》Sözünü ettiği damla, ailesindeki sıkıntılı durumlar,
Acılar Denizi
Acılar DeniziÜmit Yaşar Oğuzcan · Özgür Yayınları · 2002874 okunma
Ancak insanoğlu haiz olmanın tutmak olmadığını ve malik olmanın korumak olmadığını unutur her zaman: Nerede ayaklarının altında bir toprak hissetse, oraya evini kurar ve ağaçların kökleri aracılığıyla vatan toprağına tutunmak ister.
70 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Gerçekten çok güzel ve etkileyici bir kitaptı. Kitabımız üç öyküden oluşuyor. İlki kitaba da ismini veren Rahel Tanrı'yla Hesaplaşıyor. Bu ilk öykü sebebini hala çözemediğim bir biçimde bende rahatsızlık uyandırdı. Bu sebeple üzerinde durmadan diğer öykülerden bahsedeceğim. Üçüncü Güvercinin Hikayesi: Nuh Tufanı olayı. Tufanın bitip bitmediğini kontrol etmesi için gönderilen üçüncü güvercin dünyanın bitmek tükenmek bilmeyen savaşına maruz kalıyor ve öyle görünüyor ki sonsuza dek o savaş ortamında barışın olabileceği tek bir toprak parçasını aramaya devam etmek zorunda kalacak... Çok anlamlı bir hikayeydi. Verilmek istenen mesaj kısa ve netti. Tanrı insana her şeye yeniden başlama şansı tanır, insanoğlu ise yine savaşı tercih eder... Ölümsüz Kardeşin Gözleri: Bir savaş sonrasında öldürdüğü kişilerden birinin abisi olduğunu farkeden Virata'nın, o bir çift göze esir olmasının hikayesi... Çok derindi. Olaydan sonra Virata günahsız ve kimseye zararı dokunmadan yaşayabilmeyi umuyordu. Ama ne yazık ki "eylemi" ayrı, "eylemsizliği" ayrı sorun yaratıyor...
Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor
Rahel Tanrı’yla HesaplaşıyorStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202119,3bin okunma
Şu anda dünyanın pek çok bölgesinde insanlar toprak için, kâr için, pazarları ele geçirmek için, dillerin, dinlerin, ırkların ayrılığını bahane ederek birbirlerini boğazlamıyorlar mı? Dikkat edin, aradan tam iki bin yedi yüz yıl geçmiş, insanoğlu toprağın, denizin, gökyüzünün gizini çözmüş ama birbirlerini öldürmekten vazgeçmemiş.
Sayfa 417Kitabı okudu
426 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
"İnsanoğlu çıkarı uğruna yerküreyi bir limon gibi sıkabilirdi..."
Aytmatov... Anlatılmaz okunur...Öyle bi yazar ki okuyupta beğenmediğim hiç bir kitabı yok.. Yaa bir yazarın her kitabı mı harika olur.. Yine çok güzel, dolu dolu bir kitap okudum... Kurgu,birbirinden güzel anlamlı efsaneler,sozde insanlığın yararına ideolojilere,diktatörlüğe müthiş bi eleştiri var.. Hatta bu kitabın içinde olan öğretmen
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201045,1bin okunma
1.082 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.