Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ey aşağılık nefsine yenilen adam, erkeklik iddiasını bırak. Ne diye yiğitlikten kahramanlıktan dem vuruyorsun? Elinden gelirse bir ağız tatlandırmağa bak. Yoksa bir ağza yumruk atmak erkeklik değildir. Filin alnını yırtan kimse erkek değildir ve onda mertlik hassası yoktur. İnsanoğlu topraktan yaratılmıştır.Toprak gibi alçakgönüllü olmazsa insan değildir. Akraban Allah’ı tanımıyorsa akrabalığı kes. Onunla ilgiyi kesmek, akrabalık sevgisinden daha iyidir. # ALLAHI tanımayan bin akraba onu tanıyan dosta feda olsun.
Dostoyevski'nin idamdan kurtuluşunun yansımaları... Ümit Yıldırım "Nerede okumuştum, hani bir idam mahkûmu ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü: 'Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek bir
Reklam
İnsanoğlu yalnız değildir. Bir ada gibi bağımsız ve kendi başına değildir. Dünyanın herhangi bir parçası bütünün bir bölümüdür Küçük bir toprak parçası denize aksa koca bir kıta küçülür. Bütün bir ülke yok olsa, arkadaşların ölse senin evin ve yaşadığın ülke yok olmuş gibi üzülmelisin. Çünkü ben de o büyük bütünün bir parçasıyım. İşte bu yüzden; asla, Çanlar Kimin İçin Çalıyor? diye sorma. Çanlar senin için çalıyor.
Ateşe; su dökmeyi yakıstıramadılar, külüyle sakladılar kutsal ışığı. Gün doğarken ve batarken ellerini kaldırıp güneşe yakardılar. Tüm canlılara Hızır'ın çocukları dediler, ağaçları kutsadılar ve kırmadılar dalını.Sacın başında ekmeklerini pişirirken, ilk dördüne;ateşin,havanın,suyun ve toprağın hakkı dediler,son ekmeği kurdun kuşun hakkı olarak mühürleyip hayvanlara sundular.. İnsan en zor olanı başardı.. "Ey insanoğlu! Israrla kendine insanım dedin ve insanlaştin.Oysa kutsal olan ışıktın." Remzi Aydın..Toprak dile geldi..
136 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
2. Dünya Savaşını belkide çoğu perspektiften yorumladık, okuduk ve biliyoruz. Savaşları çıkaranların savaşları yaşayanlarla yakından uzaktan alakası olmadığını da biliyoruz. Yönetilenler, savaş alanlarındakiler satranç tahtasında ki taşlar gibi hangi komutu alırsa alsın onu uygulamak zorunda olduğunu da biliyoruz, fakat savaşın dışında kalan aciz halkın ailelerin ne durumda olduğunu bu kitabı okumadan önce hiç böylesine ince düşünememiştim , çünkü onlar kimilerine göre düşmandı. Milletlerin yaptıkları propagandalar sadece devletler arasındaki savaşları değil halkları da düşman etti birbirlerine. Şeytan olarak gösterdi bize, sınırlarımıza koydukları sahte pencerelerden iki halk arasına, kardeşler arasına fesat tohumları ektiler. Aslında olan: Halk suçsuzdu, askerde, kardeşini öldüren er suçsuzdu, kimi vurduğunu bilmeyen teğmen de suçsuzdu, belki atalarımızı öldüren askerler de suçsuzdu ve bu insanların arkalarında bıraktıkları aileleri işte en suçsuzu da onlardı. Rusya'da ki mutlu bir köy ailesinin hayatının nasıl yön değiştirdiğini anlatıyor işte Toprak Ana, insanlara tüm kollarını açan Toprak'da bir anlam veremiyor olana bitene, insanların yaptıkları, gücün yaptıkları ne toprağı etkiliyor ne de tanrıları, etkilediği tek bir şey var o da insanoğlu.
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,5bin okunma
Pusula her zaman gerçeğin peşinde. Yeryüzünün neresinde olursa olsun, her zaman aynı yönü işaret ediyor. İstanbul’da, Karadeniz’de, Ege’de ve işte şimdi kıyılarında volta attığımız Kuzey Afrika’da da, pusulanın o küçük iğnesi hep o yönün peşinde. Ne kadar dönerse dönsün, ne kadar savrulursa savrulsun ibre yine dönüp dolaşıp aynı istikamete işaret
Geri173
1.102 öğeden 1.096 ile 1.102 arasındakiler gösteriliyor.