Cumhuriyetçi Parti’nin başkanı Donald Trump ‘okumayanları’ sevdiğini herkese duyururken, eleştirel kafa yapısına sahip, inisiyatif kullanan angaje kişiler olmaktansa cahil kalınmasını yeğlediğini ima eder ve kitap okumaması ile övünmektedir.
Öte yandan, kullandığımız her objenin bir maddesi, bir de ruhu vardır. Biz o maddeyi kullanarak ondan istifade ederiz ama bir süre sonra onun ruhu bizim ruhumuzu işgal eder, başka bir insan oluruz. O objeyi üreten, bir medeniyet tasavvurudur. O tasavvuru insiyakî olarak üretmemiştir, kendi tasavvurundaki bir tercihe dayanarak üretmiştir. Kendisine ait bir değeri ya da bir değerler manzumesini o obje üzerinden ifade etmektedir. Dolayısıyla o objeyi kullanan bir başka medeniyete mensup biri de farkına varmadan o değerler manzumesiyle tanışır. Fayda geldiği için, işlev söz konusu olduğu için objeyi hayatından çıkartamaz; dönüştüremez de. Dönüştürebilse mesele yok. Dönüştüremediği için arkasındaki değerler manzumesi gelir, size sirayet eder. Bir süre sonra siz başka bir insan olursunuz, farkına varmazsınız.
Turkuvaz Kitap / 13. Baskı - Ekim 2021
Reklam
Mensius'un İyi İnsan'ı -2
İnsanlar içinde iyiye meyilli olmayan hiç kimsenin bulunmadığı düşüncesini temellendirmek için birçok delil kullanan Mencius’un bu konudaki en yaygın olarak bilineni “kuyuya düşmekte olan çocuk” delilidir. İnsanların hiçbirisi, başkalarının acı çekmesine tahammül edemeyeceği için böyle bir durumda hiçbir menfaat ve çıkar düşüncesi içinde olmaksızın ona yardım etme hususunda insiyaki bir davranış göstermelerini, onların doğuştan iyi oluşlarının bir kanıtı olarak kabul eder.
Sayfa 607 - İnsan Yayınevi / Klasik Çin Düşüncesi / Fuat AydınKitabı okuyor
KS: Kemal Sayar SÖ: Saadettin Ökten SÖ: Biz bir taraftan şikâyet ediyor, bir taraftan bu işi istiyor, beğeniyor, seviyoruz. Yapılan o gökdelenler boş kalıyor mu? Hayır, kalmıyor. Yapılan o gökdelenler bir iş gücü yaratıyor mu? Elbette yaratıyor. Tüketimin artmasını sağlıyor mu, sağlıyor; ekonomik hasılat getiriyor mu, getiriyor. Öte yandan,
İsim sahibini, sahibi ise ismi karşılıklı olarak etkiledikleri için aynı ismi kullanan insanların, isimlerinin sahip oldukları enerjiler aynı olmamaktadır. Kaldı ki, Orta Asya Türk Gelenekleri, Kızılderili Gelenekleri gibi eski inisiyatik kökenli uygarlıklarda, her bir yeni doğan çocuğa ayrı bir isim takma gibi önemli bir gelenek yaşamaktaydı. Aynı gelenek Mısırlı­lar'da da vardı.
Ancak bu mutlak itaat beklentisine rağmen komutanlar inisiyatif kullanan astların olmasını isterler. Özellikle bu inisiyatif görevin başarısına katkı yapıyorsa daha çok takdir edilir. Yani aslında muharebenin kör itaatle yürütülmesi beklenmemektedir. Bundan dolayı bazı ordularda artık "mutlak itaat vardır ve gereklidir ama her itaat muhakeme gerektirir" anlayışı yerleştirilmeye çalışılmaktadır. Bu noktada da "ne ve niçin" sorularından ziyade "nasıl" sorusuna kafa yorulur.
Sayfa 99 - Selenge Yayınları
Reklam
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.