İki kişiyi birbirine bağlayan bir boşluk tanımı yapmak kolay değildir. Genelde iki kişiyi bağlayan başka bir şey olduğu düşünülür. Oysa o boşluk etrafında elele tutma ihtimali birbirimize bağlıyor bizi belki de. Tanımsız bir boşluk, içine onu bunu soktuğumuz, eşyanın tüm var oluş biçimlerini koyduğumuz ve asla dolmayan boşluk.
Bir şeyi anlatmak
"...sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
elbette gayet rasyoneldir attan atlamak..."
Peyami Safa'dan okuduğum ikinci roman.
Peyami Safa edebiyatın neredeyse her türünde eserler vermiş olmasına rağmen daha ziyade romanlarıyla tanınmıştır. Romanlarında kendi yaşamından izleride görmekteyiz. "Mahşer" yazdığı ilk romanlarından biridir.
Spoiler içerir !!!
Genç bir öğretmen olan nihad Çanakkale'de cephede vatanı,
~ - Mutlu musun?
+ Ne miyim? Mutlu muymuşum! Ne saçma! Tabii ki mutluyum. Ne sanıyor ki? Mutlu olmadığımı mı? / 30
~ Kızın yüzü de aynaya ne çok benziyordu. Bu imkânsızdı; ne de olsa insan kendi ışığını ona yansıtan kaç kişi tanırdı ki? İnsanlar daha çok - benzetme yapmak isteyen Montag mesleğinden ilham aldı - meşaleye benzerdi, bir esintiyle
Sen beni öpersen belki de ben fransız olurum,
şehre inerim bir sinema yağmura çalar
otomobil icad olunur, Zarifoğlu ölür.
Dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.
-Senegalliler dahil değil.
Sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanır,
çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
o vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin
hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin.
-Yoksa seni rahatsız mı ettim?
Sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur.
Ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek.
Elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim,
elbette gayet rasyoneldir attan atlamak
-Freud diye bir şey yoktur.
Sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim,
belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün.
Yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.
-haydi iç de çay koyayım.
Psikolog Sinan tam bir iyilik meleği. İnsanların kalplerine dokunmayı, yüzlerini güldürmeyi kendine görev edinmiş mükemmel biri. Yolda yürürken ya da herhangi bir yerde insanları izleyip, onların dertlerine kayıtsız kalamamasıyla ünlü. Çok enerjik ve pozitif biri ve ben bu karakteri çok sevdim. Hepimizin hayatında bir adet Sinan olmalı bence :) Şu