“Başına gelen onlarca şeye, kabuk tutmuş, tarifi edilemeyen derin acılara ve hükmü kalmış bir geçmişe sürekli sövebilirsin, sitem edebilirsin. Ama görüyoruz ki küçük bir güzellik altında her şeye yeniliyoruz, bir bebeğin bakışına, başka birisinin gülüşüne, vapurdan esen rüzgara, bir dokunuşa… Bunca varoluş nedeni varken bazı şeylere kızgın kalmak oldukça zor. Kalbin patlamaya hazırken ve kendini bir intihar notu gibi bırakmak isterken sevenlerinin o tatlı tılsımına yeniliyorsun.
Sakinleşmeyi, tutunmayı özüne kazıyorsun… Sonrasında yağmur gibi akıp gidiyor her şey.. gök gürültülü, sağanak… ve sonrasında temiz bir sokak gibi.
Sonsuz minnet duyuyorsun acılarına, salaklıklarına, deliliklerine, yaşanmışlıklara. Her an için”
paulo coelho şaşırtmaz. bu adamın kitapları bilinmedik senaryolar, bilakis gerçekçi olaylardan ibaret. yazdığı en ufak bir notu bile okumaktan zevk alırım. kaldı ki veronika ile eşzamanlı hayat buldum ben.. şahsen istediğim her şey müthiş bir kurguyla aktarılıyor. deliler hastanesi, intihar vakası, hayat arayışındaki insanlar, bilindik paulo coelho efsaneleri ile herhangi bir karakterden okuması hayli zevkli. okuyun, okutun abiler..
"Hayat hikayemde önemli bir şey yok, başımdan ilginç olaylar geçmedi. Ne yüksek bir mevki sahibiyim, ne de sağlam bir diplomam var. okulda hiçbir zaman örnek bir öğrenci olamadım, başarısızlıklar her yerde buldu beni. Nerede çalışırsam çalışayım silik, unutulmuş bir memurdum; şefleri memnun edemedim. İstifa ettim mi seviniyorlardı... Bırak gitsin, yaramaz ! Çevrem böyle görüyordu beni, haklıydılar belki de." Yazar böyle söylemiş ölümünden bir kaç yıl önce. Bence bu bir intihar notu. Kitap hakkındaki düşüncelerime gelince; iç içe geçmiş olaylar örgüsü, hayalle gerçek, geçmişle bugün, uyanıklıkla uyuşmuşluk... bence bu bir delilik
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328,1bin okunma
Batsın Bu Dünya - Öykü - Muhammed Işık
* Bu öykü Orhan Gencebay'ın " Batsın Bu Dünya " eserinden faydalanarak yazılmıştır.
Doğudaki şark görevini bitiren Ahmet öğretmen batıda görev yapmanın heyecanını yaşıyordu. Doğunun zor şartlarında iki çocuğuyla hayata tutunmaya çalışmış, köy okulunda öğrencileri ile çok güzel vakitler
"Benden bir ruhsuz yaratmayı
Nasıl başardınız?
Benden bir hissiz yaratmayı
Nasıl başardınız?
Benden bir uyumsuz yaratmayı
Nasıl başardınız?
Benden sizden biri yaratmayı
Nasıl başardınız? "
---"Türkiye'de blues" dediğimizde akla gelen ilk isim: Yavuz Çetin
-----Stüdyo çalışmalarını yürütürken yoğun depresyon teşhisi konulduğu için bir haftadır hastanede tedavi gören Yavuz Çetin, taburcu edildikten sonra Boğaziçi Köprüsü'nden atlayarak 31 yaşında yaşamına son vermişti.
“Başına gelen onlarca şeye, kabuk tutmuş, tarifi edilemeyen derin acılara ve hükmü kalmış bir geçmişe sürekli sövebilirsin, sitem edebilirsin. Ama görüyoruz ki küçük bir güzellik altında her şeye yeniliyoruz, bir bebeğin bakışına, başka birisinin gülüşüne, vapurdan esen rüzgara, bir dokunuşa… Bunca varoluş nedeni varken bazı şeylere kızgın kalmak oldukça zor. Kalbin patlamaya hazırken ve kendini bir intihar notu gibi bırakmak isterken sevenlerinin o tatlı tılsımına yeniliyorsun.
Sakinleşmeyi, tutunmayı özüne kazıyorsun… Sonrasında yağmur gibi akıp gidiyor her şey.. gök gürültülü, sağanak… ve sonrasında temiz bir sokak gibi.
Sonsuz minnet duyuyorsun acılarına, salaklıklarına, deliliklerine, yaşanmışlıklara. Her an için”
Yazarın varlığından tesadüfen bir video sayesinde haberdar oldum. Yazar Osamu Dazai birçok intihar girişiminde bulunmuş ve bu kitabında direkt olmasa da Yozo isminde bir karakter üzerinden kendi hayatını anlatmış. Yazar hayata bir türlü tutunamamış, hayat dolu gibi görünen üzgün bir palyaço aslında. İç dünyasının karanlık, hüzünlü yanını kitaba o kadar iyi yansıtmış ki kitabı okurken insanın içine bu hüzün çöküyor. Onun için moraliniz bozuksa bu kitabı çok da tavsiye etmiyorum.
İlgili videoyu merak edenler buradan bakabilirler:
youtube.com/watch?v=w6MPFmg...
Bu da yazarın başarılı olduğu intiharın veda notu: "Doğmuş olduğum için beni affedin."
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir.
Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12