İpek Demirer

İpek Demirer
@ipekkamuran
Hala....
“Açlık, savaş, geri kalmışlık ve inanılmaz felaketlerle ilgili haberleri kitleler, masal dinler gibi dinliyor”
Sayfa 12 - YKYKitabı okudu
Reklam
Seçeneksizliği Seçenek Olarak Kullanmak..
..artık bundan böyle acıları mutluluk olarak nitelendirmeye karar veriyorum.
Sayfa 10 - YKYKitabı okudu
Belki de bahar evrensel bir çağrışımdır umut etmek adına..
“Derken bir sabah, Drogo, uyandığında, yerde döşemenin üzerinde güzel bir güneş huzmesinin parladığını gördü ve baharın geldiğini anladı.” ... “gecelerini kaplayan çatırtılar putrellerdeki o yaşam kalıntılarının sesleridir”
Sayfa 209Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
O zaman Bastiani Kalesi’ne elveda demek gerekir, daha fazla oyalanmak tehlikeli olacaktır; zavallı kale basit sihrin çabuk çözüldü, kuzey çölü hep öyle bomboş kalacak, asla düşman gelmeyecek, asla hiç kimse gelip de senin zavallı surlarına saldırmayacak. Elveda Binbaşı Ortiz, elveda kendini bu yapıdan bir türlü kurtaramayan melankolik dost; elveda, senin gibi çok uzun zaman inatla umut eden ve sana benzeyenler: Zaman elini sizden daha çabuk tuttu, sîzinse artık her şeye yeniden başlama hakkınız yok.
Sayfa 146Kitabı okudu
Harika bir anlatımla..
Akşamları odalarda, çantaların asıldığı tahtalar, silahlıklar, kapılar, hatta albayın odasındaki masif cevizden güzel mobilyalar, yani kısacası en eski eşyalar da dahil olmak üzere kaledeki tahtadan yapılmış her şey karanlıkta çatırdıyordu. Bazen bu ses, tabanca sesini andıran kısa bir patlama halini alıyor, insan bir şeylerin kırılmış olduğu düşüncesiyle uykusundan uyanıp kulak kabartıyor, ama tek duyulabildiği gecenin içinde yükselen çatırtılar oluyordu. Bu, eski tahtaların içinde inatçı bir yaşam özleminin uyandığı dönemdi. Çok uzun zaman önce, onlar da sıcaklık ve gücün getirdiği çocuksu bir duyguya sahiptiler, o zamanlar dallardan tomurcuklar fışkırıyordu. Sonradan ağaç kesilivermişti. Şimdiyse, bahar geldiğinde, o ağacın parçalarında hâlâ çok çok hafif bir yaşam ürpertisi uyanmaktaydı. Eskiden yapraklar ve çiçekleri varken şimdi yalnızca “çatır,” diyecek kadar belli belirsiz bir anıya sahiptiler, sonra her şey tâ bir sonraki yıla kadar susacaktı.
Reklam
Güzel bir Ekim gününü savaşa adamak..
Albay..Neredeyse tuhaf bir felce uğramış gibi, ne hüzünlü ne neşeli, sanki tüm bunlar onu ilgilendirmiyormuş gibi soğuk bir biçimde yabancıların gelişini seyrediyordu. Halbuki öyle güzel bir Ekim günüydü ki, güneş berrak, hava hoştu, yani bir muharebe için düşlenebilecek en uygun zamandı.
Sayfa 110Kitabı okudu
Savaşı bu kadar istekle beklemek ?
“Emir erleri hiçbir zaman merdivenleri böyle telaşla çıkmamış, üniformalar hiçbir zaman bu denli düzenli, süngüler bu denli parlak, boru sesleri bu denli cengâverce olmamıştı. Demek ki boşuna beklememişlerdi, yıllar boşa gitmemişti, ihtiyar kale nihayet bir işe yarayacaktı.”
Sayfa 109Kitabı okudu
Sesinde ne var biliyor musun Bir bahçenin ortası var Mavi ipek kış çiçeği Sigara içmek için Üst kata çıkıyorsun Sesinde ne var biliyor musun Uykusuz Türkçe var
Ben Bu Kadar Değilim
Ben bu kadar değilim Kışlada ölü bir zaman Bir güzel at durdukça gider Gittikçe döner bir bir güzel at durdukça Askerim, benim ağzım kuşlardan. Güneşi sormuyorum lekelenmiş dallardan Dalları sormuyorum dallardan daha iyi Yüzümü istiyorum bir süvari alayından Ne yapsam istiyorum, ama istiyorum Bir kişi bile değilim yalnızlıktan. Bir kişi bile değilim yalnızlıktan Gözlerim ormanlara asılı Ağaçlar, kırlar ve şehirler geçiyor kaputumdan O kadar geçiyorlar ki, sadece duruyorum Bir an bir yerde ölümü tanımazlığımdan. Ben bu kadar değilim Kışlada ölü bir zaman.
Zira hayattaki bütün kötülükler bir "hayat anlayışı"ndan ileri gelir.
Reklam
Türkiye Kadar Bir Çiçek
Soğuk suda çarpa çarpa yıkadım Yüzümün niyeti bir aşk şiiri Ayçiçeği Gümüş çiçeği, Kavun Karpuz Mevsimi Çiğdem: yağmur sonu çiçeği İlk cemreden sonra bulduğumuz çiçekler
Muhalefet yokluğu, adam olmayanları millete adam saydırır..
Gece Buluşması
sen istinye'de bekle ben buradayım içimde köpek gibi havlayan yalnızlığım belki gelmem gelemem beş dakika bekle git çünkü ben buradayım karanlıktayım çünkü elimi kestim beni kan tutuyor şarabım bütün ekşi suyum soğuk yanımda olmadın mı seni seviyorum belki gelmem gelemem beş dakika bekle git yüzünü ıslatmadan ağlıyabilir misin gece yarıları telefon ettin mi hiç karanlık adamlar hüviyetini sordu mu ben senin olmadığını arıyorum belki gelmem gelemem beş dakika bekle git yabancı gibisin miyop gözlerin kısık bana ait ne varsa hepsi seni korkutuyor sana ait ne varsa hiçbiri benim değil belki ölmek hakkımı kullanıyorum belki gelmem gelemem beş dakika bekle git Attila İlhan Gece Buluşması
Hırsızlama
kapalı kızların kapılarını hırsızlamalı kim takar karşı kapıya karanlık konan papağanı çatlatıyor damarlarımı kan bahar gelmiş aylardan nisan
Kirtim Kirt
Can yoktu ki sevdala düşe, Kurt yoktu ki kızıl kana üşe Yoktum ki yol geçe Yoktun ki haber ulaşa Gül yoktu ki, dal yoktu ki.. Ve döne döne ateş Döne döne madde Gökler yarıla dürüle
1,000 öğeden 976 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.