İnsanın, acının ve ıstırabın baskısından ebediyen ancak keşişçe ya da bir aziz gibi yaşayarak kurtulabileceğini ileri süren Schopenhauer, gene de kısmi rahatlamaların, geçici kurtuluşların bir yolu olarak doğanın ve sanatın işlevine işaret eder. Böylece estetik ve doğa felsefesi, felsefenin ayrılmaz zorunlu parçasına dönüşürler. Her türlü çıkar düşüncesinden uzak halde sanat nesnelerine derinlemesine nüfuz eden kişi, irade'nin onu içine ittiği kölelikten ve despotluktan kurtulur.
Schopenhauer felsefenin de elinde sonunda görüsel bakışa bağlı olduğunu kabul eder, fakat felsefenin bunu soyutlamalara çevirmesi gerektiğine imkan verir Felsefenin problemi, dünyanın ne olduğunu soyut bir şekilde ifade etmesi gerektiğidir.
Bilim ise yalnızca dünya ile ilgili fenomenlerin nedeniyle ilgilenir. Soyut kavramlar sistemi olarak felsefenin bu özelliği, felsefeyi sanatın dolaysız albenisinden yoksun bırakır; öyle ki, Schopenhauer'ın bir yerde söylediği gibi, şair olmak flozof olmaktan çok daha talihlidir.
Thomas Whıttaker / Schopenhauer Kimdir?
(Fol Kitap)