"... kader diye bir şey varsa, neden özgür bir irade ve akıl verilmiş bize, neden hareketlerimizin hesabını vermek zorundayız?"
Sayfa 176 - Can Yayınları - 19. Baskı - Ocak 2021Kitabı okudu
Hastalık mı suçu doğruyordu, yoksa suç mu kendi yapısına uygun, hastalığa benzer bir şeyleri geliştiriyordu? Hemen bütün suçlar nasıl oluyor da böylesine kolaycacık ortaya çıkıyor ve hemen bütün suçluların izleri böylesine çabuk bulunabiliyor? Düşündükçe ilginç bir takım sonuçlara vardı: Ona göre bunun başlıca nedeni suçun gizlenmesindeki maddi olanaksızlıktan çok, suçlunun kendinde aranmalıydı; hemen her suçlu, suçu işlediği sırada yani aklının, iradenin, dikkatin en yoğun olması gerektiği anda, akıl ve irade yönünden güçsüzlüğe düşüyordu; akıl tutulması ve iradeyi kaybetme tıpkı bir hastalık gibi geliyor insana, gelişip yayılıyordu ve suçun işlenmesinden az önce yüksek düzeyine ulaşıyordu, suçun işlendiği sırada ve ondan sonra da kişilere bağlı olarak bu düzeyini sürdürüyor, sonra da her hastalık gibi etkisini yavaş yavaş yitirip yok oluyordu. Bu noktada ortaya çıkan soru şuydu: Hastalık mı suçu doğruyordu, yoksa suç mu kendi yapısına uygun, hastalığa benzer bir şeyleri geliştiriyordu?
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Genel olarak irade ile akıl ara­sında her türlü orantısızlık bir insanı er geç mutsuz eder. `
Zaman bizim büyük özgürleştiricimizdir. Aklı azat eden, ona tutkuların ve hayvanlığın kulluğundan çıkma imkanı veren egemen güçtür. Zira her türden duygusal durumlar kaba ve kör güçlerdir, bunu göremeyen insanların rolüyse, birer Herkül bile olsalar, açıkça gören insanlar tarafından yönlendirilmektedir. Akıl, beceri kazanma safhasında, süre ile kurduğu ittifakla, yani sabırlı, sakin ama kararlı bir taktikle haraket eder ve bunun sonucunda yavaş bir biçimde, ama kesinlikle gücü, hatta diktatörlüğü (sadece efendinin tembelliği ve öznelerin gelip geçici isyanlarıyla yatışan bir diktatörlüğü) ele geçirir.
Sayfa 100 - KolidorKitabı okudu
Hemen her suçlu, suçu işlediği sırada, yani aklın, iradenin, dikkatin en yoğun olması gerektiği anda, akıl ve irade yönünden güçsüzlüğe düşüyordu. Akıl tutulması ve iradeyi kaybetme tıpkı bir hastalık gibi geliyordu insana, gelişip yayılıyordu ve suçun işlenmesinden az önce en yüksek düzeyine ulaşıyordu.
Sayfa 86 - İş Bankası Kültür Yayınları
hepimize bol şanslar !
“ Yaşadığımız bu yüzyılda gösterilen bütün çabalar dış dünyayı fethetmeye yönelik oldu. Böylece hiç olmadığımız kadar endişeli, tasalı ve mutsuz insanlar olduk. Çünkü dış dünyada yaptığımız bu fetihler dikkatimizi içsel gelişimimizden uzaklaştırmamıza neden oldu. Başarmamız gereken en temel şeyi, yani irade terbiyesini bir kenara bıraktık. Akıl almaz şekilde doğru yoldan saparak kuvvetli bir zihne ve mutluluğa sahip olmamızı sağlayacak en güçlü enstrümanı geliştirme işini şansa bıraktık. “
Sayfa 265Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.