“Zeki fakat oldukça hassas bir noter, bürosunu sattıktan sonra melankoliye müptela olur ve artık her işinde, irade kaybı konusuna gayet güzel örnek olacak vakalar yaşanır. Mesela bir kâğıda imza atması gerekir. Kâğıdı imzalamaya hazırlandığı zaman hiç beklenmedik bir engel ortaya çıkar. İsmini yazdıktan sonra imza atmak imkânsız olur. Hasta, bu zorlukla boş yere mücadele eder. En az yüz defa kâğıdın üzerine imza atmak için eliyle gerekli hareketleri yapar ki bu da problemin parmaklarında olmadığını gösterir. Fakat dik kafalı iradesi parmaklarına kalemi kâğıt üzerinde yürütme komutunu bir türlü veremez. Hasta, kan terler. Sabırsızlıkla kalkıp ayağını yere vurur. Tekrar oturup yeniden teşebbüs eder. Kalem yine kâğıt üzerinde hareket edemez. Burada hastanın imzasını tamamlamak için şiddetli bir arzuya sahip olduğunu, bu işin önemini kavradığını inkâr etmek mümkün müdür? İmzayı atacak elinin tamamen sağlıklı olduğunu inkâr etmek mümkün müdür? Kalem gibi eli de sağlam görünüyor. Fakat el, kalemle uyuşmuyor. İradenin kaybolduğu apaçık ortadadır. 45 dakika sürdükten sonra ümidimi kesen bu düellodan nihayet sonuç alındı, gayet eksik olmakla beraber imza atıldı. Çok dikkatimi çeken bu düelloya şahit oldum ve tasdik ederim ki arzuya rağmen iradenin kaybolduğunu bu kadar aşikâr bir şekilde görmek mümkün değildir.”
88 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir
Kitabı beğendim fakat az ve öz katkısı oldu bana, tavsiye ederim,okurken bir zaman kaybı yaşadığımı hissetmedim veya bitirdikten sonra neden okuduğum konusunda bir pişmanlık duymadım.İnce ve mini bir cep kitabı veya çanta kitabı diyebilirim…Aklın ve iradenin gücü,mutluluğun anahtarı,erdemli bir ruhun kazanımları,özgürlük,bilgelik,sade bir yaşamın bize katkıları,an’ı yaşamanın verdiği haz ve huzurlu yaşam üzerine öğretilerin bulunduğu stoacılık içeren felsefi bir kitap…Kitabı okurken bana Ryan Holıday ve Stephen Hanselman’ın Stoacının Günlüğü adlı kitabı hatırlattı konusal benzerlikler açısından. Kişisel gelişim kitaplarıyla aynı safta tutulmasın.İyi ki okudum siz de okumalısınız.
Epiktetos - Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir
Epiktetos - Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür DeğildirAslı Perker · Destek Yayınları · 20225,1bin okunma
Reklam
Bir memleket düşünün ki hükümetin nüfuzu yok olmuş, herkes istediği gibi davranarak bırakın hükümetin emirlerine itaat etmeyi, diğer vatandaşların hukukunu ve kişisel özgürlüklerini ihlal edecek işlere cüret ediyor veya meşruti idarede hükûmetler herhangi bir kanun yapmaya fırsat bulamadan birbiri ardınca düşüyor; memleket ihtilaller, darbeler içinde yanıp tutuşuyor veya despot idarede yöneticinin ve ona yakın olanların arzu ve hevesleri hüküm sürüyor. İşte insanlarda nefsanî ihtiraslara, şahsî menfaatlere, his ve temayüllere esir olmak nasılsa milli iradenin bu eksik şekli de ondan ibarettir. İrade kaybı hastalığına yakalanan biri de iç ve dış uyarımların tahakkümünde kalmıştır; bu yönüyle bir kukla gibi hareket eden insanların hâline benzer. Nefse hâkim olmak ise kanunları tatbik edebilen, memleketi akıl ve mantık çerçevesinde, halkın arzu ve eğilimlerine uygun biçimde idare eden hükümetin hâli gibidir.
Sayfa 119Kitabı okudu
136 syf.
·
Puan vermedi
Toplum sözleşmesi kuramı, politika üzerine düşünen birçok filozof için tarihsel bir temeldir. Thomas Hobbes, John Locke ve Jean-Jacques Rousseau gibi düşünürler insanların doğa durumunda kendi aralarında anlaşarak yaptıkları bir toplum sözleşmesi fikrini savunmaktadır. Rousseau’nun toplum sözleşmesini daha iyi anlayabilmemiz için Hobbes ve
Toplum Sözleşmesi
Toplum SözleşmesiJean-Jacques Rousseau · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201913,8bin okunma
İnsan , Akıl ve irade yetilerini birlikte kullanmayı öğrendiği takdirde doğru ve yanlışı -hayrı ve şerri ayırt ederek farkedebilir . Zira insan aklına rağmen nefsinde ve tabiatında bulunan şer kuvvelere karşı daima başarılı olamaz. İnsanın nefsine karşı zaafları vardır. Selim akıl, nefsini irade terbiyesi ile kontrol altına alandır. Şer kuvvelerini bilip, onu hayır üzere eğitmek saf aklı (gerçekliğini kaybetmemiş olan üst bilinci) aksiyonda tutar. Gerçek akıl sahipleri, yani akledenler ; Hayrı ve şerri , doğru ve yanlışı ayırt eden ve pratikte cüzi iradesiyle değil külli iradenin bilinciyle hareket edendir. Bizdeki şer (nefsi)kuvveler , cüzi iradenin zayıf ,kusurlu ve kirli aklın eylemleriyle doludur. Selim akıl ise şer kuvvelerinden arınmış onu terbiye altına almış bilinçli ve iradeli ruhun eylemleriyle doludur. Sadece akıl sahibi olmak , kişiyi doğruya sevk etmediği gibi kişiyi de doğru insan yapmaz, İradeyi hayra(hayırlı olana )sevk etmek insanı doğruya sevk eder ve doğru insan yapar. Selim akıl ; ruh,beden,nefis ,kalp kuvvelerini dengede tutmakla kazanılır. Bu dengenin kaybı , insanı şer kuvvelere açık tutarak, zayıf akıl ve zayıf irade sahibi yapar. Yazan : Büşra Yurtsever Psikolog Yazar
Büşra Yurtsever
Büşra Yurtsever
#📚 #✍️ #akıl #irade #selimakıl #iradekontrolü #iradegücü #psikoloji #psikolog #nefspsikolojisi #tasavvufpsikolojisi #maneviyatpsikolojisi #maneviyat #ruhsalgelişim #terapist
Bir işin yapılması gerektiğini hastalar tamamen kavrıyor ve arzu ediyor. Ellerinde ve ayaklarında hiçbir felç, hiçbir kuyvetsizlik belirtisi mevcut değil. Irade gerektirmeyen gelişigüzel hareketleri kolaylıkla yapıyor. Fakat bir arzuyu gerçekleştirmek için beyinden kaslara bir komut gitmesi gerektiğinde bu mümkün olmuyor. Beynin merkezleri, kaslara ve kasların meydana getireceği fillere hükmedemiyor. Beyin hücrelerinin bu acizliği ve kas hareketi gerektiren fiillere hükmedememesi; işte iradenin kaybı bundan ibarettir.
Reklam
Schmitt, istisnayı, "olağanüstü hal"i belirleme erkini, egemenliğin temel belirtisi, 'tözü' sayar; zira hukuk kendi kendini gerçekleştiremez, onu yürüten iradeye muhtaçtır ve devlette mündemiç bu iradenin sürekli yeniden temsil edilmesi, 'kendini göstermesi' gerekir.
Sayfa 139Kitabı okudu
Yanlışların yerine doğrusunu koymak ise bir sorumluluktur ve bu bir süreci beraberinde getirir. İslam’ın topluluklar üzerinde oluşturduğu ahlâki erdem ve faziletlerinin giderek kaybı ile bu köklü kadim medeniyetin korunamamış olması yaşanılan hâlihazırdaki bu cehaleti doğurmuştur. İnsan ve toplumların özgüven kaybına neden olan cehalet, modernizmin şekilsel ve süslü yanıyla örtülmek istenmektedir. Modernizmin özgürlük arayışına ittiği günümüzde biz ‘kendilik’ irademizi nasıl gerçekleştireceğimiz üzerine düşünmeliyiz. Bu iradenin belirginlik kazanacağı ocak da “ailemiz” olmalı.
344 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Son zamanlarda sosyal medyada, özellikle twitter'da, siyasetten uzak kalmayı başarabilenlerin en çok sorduğu "kız çocuğunuz olsaydı isminini ne koyardınız?" sorusu dışında etkileşim maksatlı sorular genellikle kitap ve okumak ile ilgili; en son okuduğunuz kitabın adı ne, hangi yazar ile tanışmak isterdiniz, okuduktan sonra
Dervişin Teselli Koleksiyonu
Dervişin Teselli KoleksiyonuMecit Ömür Öztürk · Hayykitap · 20176,7bin okunma
Resim