“O geleceği oluşturan bir adamdır,” dedi. “Tıpkı senin ve benim gibi, pek çok kişi geleceğin gelmesini bekler sadece. Ama Abdül Kadir Han geleceği hayal eder, planlar ve gerçekleştirir. Onunla bizler arasındaki fark budur.”
“Binalar çok güzel, öyle değil mi?”. Karla bana dönerek “Bilemiyorum, sanki ölen bir şey için dikilmiş anıtlara benziyorlar. Rağbet görmeyen bir şey gibiler… İnsan ruhu gibiler mesela.”
“Dünyayla ben konuşup anlaşma safhasında değiliz, demişti. Dünya beni geri kazanmaya çalışıyor ama bu bir işe yaramıyor. Sanırım her şeyi unutup affedebilen biri değilim.”