“Böylece, biz uyurken veya uyuklarken boşluktan düşüp tam yere takılmadan önce korkuyla uyandığımızda, aslında ağaçlarda yaşayan atalarımızın başına gelenleri hatırlamış oluyoruz.”
Hakkında inceleme yazmak için sabırsızlandığım bir kitap oldu. Okumakta bu kadar geciktiğim için de kendime çok kızdım. Bu tür kitapları sevmek için tabi bu konularda biraz da olsa ilgili olmak gerekiyor. Lakin bu öyle bir kitap ki okumayı sever herkesin ilgisini çekeceğini düşünüyorum. Macera ve spekülatif kurgu türü bir kitap olan Adem'den Önce, bize evrim ile ilgili hikayeleştirilmiş bir anlatım sunuyor. Kitabı okurken ırksal hatıranın uzandığı boyutu gözlerimizde canlandırabilmemizi sağlıyor. Ana karakterimizin rüyalarıyla açılan pencereden ırkımızın ilk adımlayışını izliyoruz adeta. Kitap akıcı bir dil ile okuyucuyu içine çekmeyi başarıyor. Evrim hakkında kavramamız gereken süreç basit bir dille ve olay örgüsü ile anlatılıyor.
Burada bahsetmem gereken en ilginç bilgi yazarın kitabı yazma sürecidir. Darwin, 1860'lı yıllarda Evrim teorisini henüz ortaya koymuşken yazarımız Jack London' un bu kitabı 1907 yılında yayımlanıyor. Henüz o yıllarda yazarımız Evrim teorisini araştırmış, kendisinde kabul görmüş bu teori ile ilgili ırksal bellek hakkında çalışma yapmış ve büyük bir hazırlık sonrası bu kitabı ortaya koymuş. Kitap insanın evriminin erken dönemlerine ait bir bakış açısı sunmakla birlikte bu süreci üç aşama ile ele alıyor; Ağaç insanlar, mağara halkı, ateş insanlar..
Spoiler olmaması için daha fazla detay vermekten kaçınıyorum ve herkese tavsiye ediyorum.
Adem'den ÖnceJack London · İndigo Kitap · 201921bin okunma
Genetik olarak getirdiğimiz bazı korkular vardır ve onlardan biri de yüksekten düşme korkusudur. Jack London’ın bu
kitabında da sebebi şu şekilde anlatılmıştır;
“Profesörümüz bunu ırksal bellek olarak açıklamıştı. Bu rüya, ağaçlarda yaşamış atalarımıza dayanıyordu. Onlar sürekli ağaçtan aşağıya düşme korkusu içinde yaşıyordu. Birçoğu yaşamını
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler
_Tanrı, ilk masondur. Masonlar
_Orospu çocuğu. Marques de Sade
_Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson
_Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
Böylece, biz uyurken veya uyuklarken boşluktan düşüp tam yere çakılmadan önce korkuyla uyandımızda, aslında ağaçlarda yaşayan atalarımızın başına gelenleri hatırlamış oluyoruz.
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun.
_İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir.
_Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur.
_İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz.
_Yanlış anlayanlar tarafından