Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sen...
Nasıl oluyordu da, her türlü varoluş kanıtının tam da bu soruların cevaplarında gizli olduğuna inanılan bir dünyada, bir şehirde, bir çağda, bir coğrafyada, Mercan bir ütopya kadar ironik ve bir insan kadar gerçek durabiliyordu.
Sayfa 71 - Bu bilmişlik beni rahatsız etmiyor, çünkü Mercan'ın ilgilendiği şeyler gerçekten hayatının içinde yer alıyor; onları ciddiyetle, etrafına hiç aldırmadan, doğrudan doğruya hayatına dahil ederek yaşıyor bu çocuk, "Benim hayatım bu," diyor...Kitabı okudu
"Tutunamayanlar" romanının bir başka önemli özelliği de onun anlatımındaki ana renklerden biri olan ironidir. Motifsel düzlemde içinde son derece ciddi bir varoluş sorunsalının yer almasına, konusal düzlemde ise bir intihar öyküsünün odakta olmasına karşın bu roman, ironinin ve gülmecenin, dokunun önemli bir parçası olduğu bir metindir.
Sayfa 267,268 / TUTUNAMAYANLARKitabı okudu
Reklam
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
"Hayattaki en önemli şey üslup. Yani temelde, neticede önemli olan, kişinin varoluş üslubu, kişinin eylemlerinde görülen karakteristik tarz. İnsan kendini eylemleriyle tanımlamaktaysa eğer, o zaman üslup iki kat daha belirleyicidir; çünkü eylemi betimleyen üsluptur." Amanda söylediği şeyi uzun uzun tarttı kafasında. "Mesele şu" dedi sonunda. "Mutluluk öğrenilen bir durum. Öğrenildiği ve kendi kendini ürettiği için de idamesi dış koşullara bağımlı değil. Bu durum içerik konusunu çok ironik bir biçimde aydınlatıyor. Ve üslubun önceliğini vurguluyor." Yaklaşık bir saat süren monoloğun ardından Amanda sözlerini şöyle toparlamıştı: "Boşluğu dolduran şey içerik, daha doğrusu içerik bilinci. Ancak salt içeriğin varlığı yeterli değil. İçeriğe, bizleri etkileme, harekete geçirme becerisini veren șey üslup; içeriği umursamamızı sağlayan şey üslup."
Nasıl da harika ve yeni, aynı zamanda da ürkütücü ve ironik; tüm varoluş hakkında, bilgimle, hissettiklerim!
Uyanırsın, alçaklığa, süklüm püklümlüğe, pamukla dolu bir kafaya, şahsiyet zaafına. Ölüm patolojisi ve varoluş beceriksizliğinden başka bir şeye uyanmamışsındır. Duyulur, görülür, düşünülür, ve duyduğun, gördüğün ve düşündüğün unutulur ve yaşlanılır gidilir, herkes kendi yordamınca yalnızlığa, beceriksizliğe, utanmazlığa doğru. Hayatın diyalog
Reklam
“… Buna göre bir bilinç için “ben” demenin koşulu “sen” demeyi bu ise bunun dışında kalanı da “o” olarak içine alan bir “biz”i gerektirir. “Biz,” bilincin içinde kendisini tanımladığı temel varoluş çevresi, habitat’ıdır. Bu habitat temel bir davranış biçimine ve barınma tarzına, habitus’a sahip olarak ortaya çıkar. Buna ethos denir; çünkü insan tarzı varoluşun ekseni diğer canlılarda olduğu gibi içgüdülerinden olmayıp “değer” olgusunca belirlenir. “Değer”, insanı insan tarzı varoluşta diğer canlılara göre farklı kılan özelliktir; çünkü bu sayede kendisini doğa dışı bir ölçüt üzerinden tanır ve değerlendirir. Doğadaki tek değer ironik biçimde hayatta kalmanın önemidir oysa insan için hayat bundan ibaret değildir. İlginç bir biçimde bu karar insanın homo sapiens türü olarak avcı toplayıcılıktan yerleşik hayata geçmekteki ısrarcılığında ortaya çıkar ve böylece kritik bir eşik aşılır: Besin zincirini terk ederek kendi besin zincirini hayvancılık ve tarımla oluşturma. Ne var ki bu doğadan görece özerkleşme bir arada yaşamanın kurallarını da doğadaki içgüdüsel seviyeden başka türlü kurmayı gerektirir. Bu bağlamda, iyi, doğru ve güzel insan tarzı varoluşun temel belirleyenleri olarak ortaya çıkar.” s. 157-58
28 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.