ALVARLI MUHAMMED LUTFİ EFENDİ (1868-1956)
Erzurum’un Hasankale (Pasinler) ilçesinin Kındığı köyünde doğdu. Babası Hoca Hüseyin Efendi’den tahsil gördü. Babasından icâzet aldıktan sonra Erzurum’da tanınmış bazı âlimlerin derslerini takip etti. 1891 yılında Hasankale’nin Sivaslı Camii’ne imam tayin edildi. Aynı yıl babasıyla birlikte Bitlis’e
Andolsun ki Senden önceki ümmetlere de (onları ikaz ve irşad etmek üzere elçiler) gönderdik. (Bu davetlere icabet ve itaat etmeyince, arkasından) Olur ki yalvarıp niyaz etmeleri (boyun eğmeleri ve pişmanlıkla Bize yönelmeleri için) onları “Be’sa” (çeşitli sıkıntı ve sarsıntılar, stres ve bunalımlar) ile ve “Darra” (zararlar ve zorluklar) ile
Osman Nuri Topbaş Hocamız anlatıyor:
"1940-1950’li yıllar.
Din toplumdan dışlanmış. Sultanahmet’in ve Süleymaniye’nin avlusu top sahası idi. Camilerin mermerleri bakımsızlıktan kararmıştı. Halıları lif lif olmuştu. Kırılan pencerelerin yerine bir karton konuluvermişti. Bir saf cemaat vardı. Onlar da hamallardan ibaret idi.
Dolmabahçe
◽Evet, kâinâtta záhiren çirkin ve abes gibi görünen belâ, musíbet, hastalık, fakírlik, ölüm, zálimin zulmü gibi hâdiseler altında pek çok hikmetler ve güzellikler saklıdır. Bu hikmetler ve güzellikler, ancak kazá ve kadere teslîm olmakla görülebilir.
◽İnsân, bu dünyâda gaflet içinde bir hayât sürerken, birden ölüm gelse, gaflet bataklığında onu yakalasa; âhiret saádetini kaybedebilir. Fakat, belâ ve musíbetler, îkáz ve irşâd edici olduğundan, gáfil olan insânı uyandırması sebebiyle gáyet hikmetlidir.
📚Hadimu'l Kur'ân
telegram.me/bediuzzaman