Yok ya Abbâs’ı bilmeyen, kimdi? ... O sahâbîyi dinleyin şimdi: «Bir karanlık geceydi pek de ayaz...» İbni Hattâb’ı görmek üzre biraz, Çıktım evden ki yollar ıpıssız. Yolcu bir benmişim meğer yalnız! Aradan geçmemişti çok da zaman, Az ilerden yavaşça oldu iyan, Zulmetin sînesinde ukde gibi, Ansızın bir müheykel a’râbî! Bembeyaz
-Bazıları hakikaten çok çalışıyorlar. -Ne iş yapıyorlar? - İlahi, evlat! dedi Penumbra, kaşlarını kaldırarak. Sanki cevabı herkesçe bilinen bir soru sormuştum. -Okuyorlar..
Reklam
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Ah Selilm’im. Bana anlatsan dinlerdim!
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Okuyorlar...
"Bazıları hakikaten çok çalışıyorlar." "Ne iş yapıyorlar?" "İlahi, evlat!" dedi Penumbra, kaşlarını kaldırarak. Sanki cevabı herkesçe bilinen bir soru sormuştum. "Okuyorlar..."
Annenden üç tane vardı, birbiriyle bağlantısı yokmuş gibi görünen üç ayrı kadın, sen büyüyüp ona başka gözle bakmaya, onu sadece annen olmayan biri olarak görmeye başlayınca, hangi gün hangi maskesini takacağını hiç kestiremedin. Bir uçta dünyanın gözünü kamaştıran, büyüleyen görkemli bir diva vardı; duyarsız, çılgın bir kocası olan, ama herkesin bakışını üzerine çekmek için yanıp tutuşan ve kendini -artık- geleneksel ev kadını rolüne hapsetmelerine izin vermeyen genç kadın. En geniş alanı kaplayan orta bölümde gerçekçi, sorumluluklarını bilen, zeki ve sevecen bir insan, küçükken sana bakan kadın, çalışan kadın, yıllar içinde birkaç küçük çaplı iş kuran kadın, dört yıldızlı fıkra anlatıcısı, çapraz bulmaca ustası, ayağı yere basan, yetkin, cömert, çevresini iyi gözlemleyen, politika konusunda liberallerden yana, kendisinden akıl danışanlara seve seve öğüt veren biri. Öteki uçta, kimliğinin en aşırı ucunda ise ürkek, dermansız bir sinir hastası, endişe krizlerinin çaresiz kurbanı geçtikçe artan fobiler yüzünden hiçbir şey yapamaz hale gelen bir insan; ilk zamanlardaki yükseklik korkusu pıtırak gibi çoğalan çeşitli fobilerle elini ayağını bağladı: Yürüyen merdivenden korkardı, uçaktan korkardı, asansörden korkardı, araba kullanmaktan korkardı, binaların üst katlarındaki pencerelere yaklaşmaktan korkardı, yalnız kalmaktan korkardı, açık alanlardan korkardı, herhangi bir yere yürüyerek gitmekten korkardı, ciddi bir hastalığa yakalanmaktan korkardı; bu hipokondri zamanla dehşete düşme noktasına geldi. Bir başka deyişle ölmekten korkardı, bu da sonuçta yaşamaktan korkardı demeye gelir...
Sayfa 123 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
357 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.