Allahü azimüşşan'ın kitaplarına inandım, iman getirdim. Allahü azimüşşan'ın kitapları vardır. Hepsi 104 kitaptır. 100'ü suhuftur (sahifelerdir). Ve 4'ü büyük kitaptır. Tevrat, Hazreti Musa'ya (Aleyhi's-Selam): Zebur, Hazreti Davud'a (Aleyhi's Selam); İncil, Hazreti İsa'ya (Aleyhi's-Selam); Kuran, bizim Peygamberimiz Hazreti Muhammed'e (Aleyhi's-Selam) nazil olmuştur. 100 suhufun 10 suhufu Hazreti Adem (Aleyhi's-Selam)a, 50 suhufu Şit (Aleyhi's-Selam)a, 30 suhufu İdris (Aleyhi's-Selam)a, 10 suhufu İbrahim (Aleyhi's-Selam)a inmiştir.
Şükür nimeti celbeder
İsa aleyhi's-selâm bir gün bir zenginin yanına gider. Zengini bir fakirin yanına götürür ve ona şöyle der: "Bu fakir senin din kardeşindir. Allah-u Teâlâ zenginlik hususunda seni ondan üstün kılmış. Bundan dolayı Allah'a şükret." Sonra fakiri bir hastanın yanına götürür ve fakire dönerek şöyle der: - "Bak sen fakirsin ama en azından hasta değilsin. Hem fakir hem de hasta olsaydın ne yapacaktın? Bundan dolayı Allah'a şükret." Sonra hastayı bir gayri müslimin yanına götürür ve hastaya dönerek şöyle der: - "Bak! Hem hasta hem fakir hem de gayri müslim olsaydın ne yapacaktın? Sen de bundan dolayı Allah'a şükret." (Rûhu'l Beyan 5/68) * HİSSE Şükür herkes için lazım olan bir şeydir. Çünkü herkesin üzerinde sayısız nimet vardır. Nitekim Yüce Allah celle celâlüh şöyle buyurmuştur: وان تعدوا يشتت الله لا تحصوها "Eğer Allah'ın nimetlerini saymaya kalksanız sayamazsınız." (İbrahim Süresi, 34)
Reklam
İsa aleyhi's-selam bir gün bir zenginin yanına gider. Zengini bir fakirin yanına götürür ve ona şöyle der: - "Bu fakir senin din kardeşindir. Allah-u Teâlâ zenginlik hususunda seni ondan üstün kılmış. Bundan dolayı Allah'a şükret." Sonra fakiri bir hastanın yanına götürür ve fakire dönerek şöyle der: - "Bak sen fakirsin ama en azından hasta değilsin. Hem fakir hem de hasta olsaydın ne yapacaktın? Bundan dolayı Allah'a şükret." Sonra hastayı bir gayri müslimin yanına götürür ve hastaya dönerek şöyle der: - "Bak! Hem hasta hem fakir hem de gayri müslim olsaydın ne yapacak tin? Sen de bundan dolayı Allah'a şükret."
"Hz. İsa (aleyhi' s-selam)ın babasız olarak dünyaya geldiğini zorunlu olarak kabul eden Müslüman aklı, onun, tabiat kanunlarının hükmünün geçmediği bir boyutta ve yerde yaşayabileceğini de pekala kabul eder. Bu akıl, Cenab-ı Hakk'ın, koyduğu bir yasayı, irade ettiğinde devre dışı bırakmasını da bir Sünnetullah olarak telakki eder.Mesele, konuya hangi aklın çalışma ilkeleri temelinde yaklaşıldığıyladır."
Hz. İsa (aleyhi's-selâm)'ın mucizesi; ölüleri diriltmek, hastalara şifa verme ve körleri iyileştirmekti. Şüphesiz peygamberlerin sonuncusu Hz. Muhammed (sallallâhu Aleyhi ve sellem)'in mucizesi çok daha büyük ve önemlidir. Çünkü onunla milletler ve nesiller dirildi; insanlık gerçek rüviyetine ulaştı. O, sadece bedenî hastalıklara değil, pskolojik ve sosyal hastalıklara da şifa oldu. Neticede O'nun risaleti her yönden mü'minlere en büyük lütûf olmuştur.
İsa (aleyhi's-selâm): "Hikmeti ehli olmayana vermeyin, hikmete zulm edersiniz; ehlinden esirgemeyin, ehline zulmedersiniz. İlâcı yara üzerine koyan tabib gibi olunuz.» buyurmuştur. Diğer bir ifade ile hikmeti ehli olmayana vermek cehâlet; ehline vermemek ise zulümdür. Hikmet'in hakkı olduğu gibi ehli de vardır. Her hakk sahibine hakkını veriniz.
Reklam
24 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.