2.Cilt
257. Ebû Hureyre radıyallâhu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kıyamet günü, dünyada büyük diye tanınan iriyarı bir adam çıkagelir. Halbuki onun Allah yanında sinek kanadı kadar bile değeri yoktur.”   Buhârî, Tefsîru sûre (18), 6; Müslim, Münâfikûn 18 Demekki bizim ölçülerimiz görünüşü esas
Osmanlı'nın yönetim şekli
Gülhane Hatt-ı Hümayunundan [1839] önce Osmanlı Devleti, Osman ve Orhan Gazi zamanından beri beyliklerden farklı bir yönetimle idare ediliyordu. Bu idare gayet sağlam ve usta bir idareydi. Allah Teala bu yönetim sayesinde Osmanlı Devletine Ortadoğu ve İslâm dünyasını yönetme imkânı vermişti. Ayrıca Osmanlılar hilafeti de bünyelerine almışlardı.
Reklam
~☆~ Yalnızca kendi eylemlerini isabetli bir karar, kendi düşüncelerini değişmez bir hakikat kabul ederek, başkalarının eylem ve düşüncelerini, boş bir eğlenceden ibaret sayan kişi, benliği putlaştırmış demektir. ~☆~
❛❛ HERKESİN OKUMASI GEREKEN ALTIN TAVSİYELER,
◆ Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bil ki, her gün ve her saat çalışmanın en müsâit zamânıdır. ◆ Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsâit yeridir. ◆ Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
Öğrenciler hukuk dogmatiğinin içini doldurduğu bütün kurum ve kuralları bir yapı olarak, bir biçim olarak, hukukun genel teorisinde zaten öğrenmiş olacaklardır. Figüratif bir ifadeyle, hukukun genel teorisinde öğrenciler bardağın nasıl yapıldığını, biçimini, bardağın yapısını öğrenecekler; hukuk dogmatiğinde ise bu bardağın içinin neyle doldurulduğunu göreceklerdir. Hukukun yapışım (hukukun genel teorisi) bilmeden bu yapının içinde bulunan kurallar (hukuk dogmatiği) hakkında bilgi sahibi olmak pek mümkün değildir; hatta uygun da değildir. Yapı hakkında fikir sahibi olmadan, tüm dikkatin yapının içine verilmesi, yapının içi hakkında da yanlış bilgiler edinilmesine yol açabilir. Örneğin bir deponun çatısının yağmura ve sıcağa karşı ne derece etkili olduğunu bilmeden, o deponun içinde hangi tür maddenin saklanmasının uygun olacağına isabetli olarak karar verilemez. Güneşe ve sıcağa karşı korunaklı olmayan bir depoda, sırf bu deponun iç hacmine bakılarak şeftali saklanması durumunda yanlış bir karar ve￾rilmiş olur. Görüldüğü gibi içeriksel bir bakış açısı tek başına yetersizdir.
Karargahını Vedan avuluna taşıyan Şâmil, muharebelerden kalan vaktini burada geçiriyordu. Gâzî Molla'nın hayatını kay­bettiği avulun anısına, köye Dargiye-Vedan adını verdi. Burası, erişilemez bir sığınak olarak tasarlanmıştı. Köye ulaşmak için uçurumlarla dolu dağ yollarından geçerek korkunç yokuşları tırmanmak gerekiyordu. Halk, muazzam bir
Reklam
Paskiyeviç'e "Erivan Pren­si" unvanının verilmesi Şah'ı çok kızdırdı ancak hislerinin bir önemi yoktu. Rus İmparatorluğuna artık karşı gelemeyeceğinin farkındaydı. Ruslara karşı beslediği öfkenin korkunç ağırlığına rağmen Feth Ali Şah, bekle gör politikası uygulamanın daha isa­betli olacağına karar verdi.
Feth Ali Şah, sarayının Avrupa siyasetinin çarpışma noktası ola­cağının farkındaydı. Eşsiz konumunun tadını çıkaran Şah, hu­zuruna çıkan heyetlerle oynamaktan büyük keyif alıyordu. İn­gilizler, ilk olarak -daha sonra Sir unvanı verilen- Yüzbaşı John Malcolm'u, kendi ifadesiyle "hem Hindistan'ı işgal etmekle teh­dit eden Afganları
Feth Ali Şah, sarayının Avrupa siyasetinin çarpışma noktası ola­cağının farkındaydı. Eşsiz konumunun tadını çıkaran Şah, hu­zuruna çıkan heyetlerle oynamaktan büyük keyif alıyordu. İn­gilizler, ilk olarak -daha sonra Sir unvanı verilen- Yüzbaşı John Malcolm'u, kendi ifadesiyle "hem Hindistan'ı işgal etmekle teh­dit eden Afganları
İçtihadi konularda kafa karışması
Evet, dini sorumluluklarına riayet eden salih bir müminin de, takva için gerekli görevlerini yerine getirdikten sonra, zaman zaman kafasına bazı meseleler takılabilir. Mesela abdesti bozduğu tartışılan meselelerde kafası karışabilir ve bilmiyorum, acaba kadına dokunduktan sonra ya da cinsel organıma temas ettikten sonra abdest almalı mıyım veyahut
Reklam
Tuhaf Bir Çocuk - Ali Çakmak
Günçe'nin şiiri mi çocukların çevresinde dönüyordu yoksa çocuklar mı o şiirin merkezindeydi, karar vermek zor. Erken bitmiş çocukluğunu şiirle sürdürdüğünü orada aklı karışacak kadar çılgınlar gibi eğlendiğini söylemek ise daha isabetli gibi görünüyor: "Bir yangın başladı bayram gecesi/ Çocuklar çılgın eğleniyordu/ Akşamlara kadar düşündüm/ Aklım adıma gelmiyordu."
Sayfa 101Kitabı okudu
Mmm
Bir çocuğun şahitliğine dayanarak karar vermektense, bir mazlumun mahkumiyet veya beraat kararına “yazı mı, tura mı” ile karar vermek daha isabetli olur.
Sayfa 42 - KoridorKitabı okudu
Şimdi söyleyeceklerimi eşitlikçi, post-devrimci kültürümüz için fazlasıyla tutucu ve gerici olarak etiketleyenler mutlaka ki olacaktır. fakat bahsettiğimiz bu “doğal köle” fikrini şöyle derinleştirmek mümkündür: "Sonuç olarak kabul etmek gerekir ki bireyler arasındaki yetenek farklılıkları doğuştan ve aşılmaları mümkün değildir. Zekâ, inisiyatif alma kapasitesi veya arzusu, keskin nizamilik, yаratıcılık, yenilikçilik gibi nitelikler insanlar arasında eşitlik esasına dayanarak dağıtılmamıştır. Veya bir şirketin işlemesi için, belirli bir ivmenin yakalanması için en donanımlılar arasından seçilecek karar alıcıların belirlenmesi, isabetli sorumluların atanması ve sosyal rollerin herkesin doğal yeteneğine göre biçilmesi gerekir. Ve tüm bunlara ek olarak bazı insanlar emir vermek için dünyaya gelmiştir ve bazıları da ortalamadır, üretim zincirine girdiklerinde birtakım felaketlere sebep olmaları kaçınılmazdır, oysaki verilen emirleri mükemmelen yerine getirebildikleri açıkça ortadadır." Anafikir herkesin işgal edeceği yerin kendi doğasına uygun olmasıdır. Sorun en iyilerin hangi kriterler temel alınarak seçileceğidir.
Sayfa 52 - PdfKitabı okudu
“ hayatımın şu kısa hikayesini bitirirken bizlere tekrar vatana dönmek imkanini vermekle büyük milletimizin ne isabetli bir karar vermiş olduğunu bununla memlekete dönebilenler memleket dışında kalanlarımızı da minnettar kıldığını şükranla tekrar eylemlemeyi borç bilirim.
Sayfa 153Kitabı okudu
“Amcam Vahidettin Efendi’ye Enver Bey’i seçtiğimi söyledim. Çok isabetli bir karar verdiğimi ve zatı şahanenin de buna çok memnun olacağını söyledi. Ertesi gün Enver Bey’in validesi Dolmabahçe Sarayı’na geldi, nişan yüzüklerini taktı. Nişanlım o zaman Berlin’de ateşemiliter idi. Bir sene süren bu tatlı ayrılık bizi birbirimize yaklaştırdı. Enver Bey yine uzakta iken 1911’de Dolmabahçe Sarayı’nda nikahımız oldu.”
225 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.