Okuduğum ilk Nermin Yıldırım kitabı "Unutma Dersleri" oldu. Yazarın diline, olayları ele alış tarzına, üstünde durduğu konulara alışmam çok uzun sürmedi. Akıcı, günlük dil ve anlatımla, üstüne çok düşünülmüş benzetmelerle zekayı harmalayan yazarı şimdiden sevdim.
Kitapta birçok kişinin aklından 1 kez de olsa geçirdiği "her şeyi unutma isteği" ve bu isteğini bilimsel yollarla çözmeye çalışan ana karakteri görüyoruz. Kendisi tam bir antikahraman. Ailesi, eşi, işi, en çok korktuğu kişiye dönüşmesi, travmaları ve yüzleşmeleriyle psikolojik sayılabilecek bir roman karakteri karşımıza çıkıyor. Yazar kitabı yazarken bir psikologtan danışmanlık almış ve bu kitabın pek çok yerinde hissedilen isabetli bir karar.
Yasak aşkının kalbinde bıraktığı acıyı unutmak mı daha iyi yoksa her şeyi en doğru biçimde hatırlamak mı? Beyin öyle bir organ ki sahibini korumak için bazen onu bile yanıltabiliyor. Alınan bir karar belki de sonradan olabilecek pek çok şeyi etkiliyor. İyi ya da kötü yönde.