İşçisin sen işçi kal: Cem Karaca
Düşünme yeri değildir burası. Seyretme ve gözleme yeri de değil. Haksız bir işbölümünün kırbacıyla ağırlığı üstünde düşünmedikleri bir yükü aylarca ve yıllarca taşımaya mahkûm kölelerdi hepsi.
Sayfa 15 - İletişim Yayınları 22. Baskı 2022 İstanbulKitabı okudu
Cem Karaca birçok siyasi nitelikli şarkı yapmış olmasına rağmen –en azından benim aklımda– içlerinden en çok Tamirci Çırağı kaldı. Şarkının sözleri, sınıfsal bir öyküyü anlatıyordu. Oto tamircisinde çalışan çırak, tamirhaneye arabasıyla gelen bir kapitalist kızına âşık oluyor ve ustası bunu fark ediyordu. Arada sınıfsal uçurumlar varken aşkın aşk olmayacağını düşünen usta çırağı uyarıyor ve şarkıda şöyle deniyordu: “İşçisin sen işçi kal, giy dedi tulumları.”
Reklam
Aklıma Cem Karaca geldi (işçisin sen işçi kal)
İnsanların köleleştirildiği bir ülkede, cesur kimseler olamaz ve düşmana karşı korkusuzca savaşılamaz. Çünkü köleleştirilmiş insana, rezil olmak vız gelir ve böyleleri, gücü yetse de, yetmese de, şeref peşinde koşmaz ve nasıl olsa köleyim, köle kalacağım der.
Cem Karaca birçok siyasi nitelikli şarkı yapmış olmasına rağmen en azından benim aklımda içlerinden en çok Tamirci Çırağı kaldı. Şarkının sözleri, sınıfsal bir öyküyü anlatıyordu. Oto tamircisinde çalışan çırak, tamirhaneye arabasıyla gelen bir kapitalist kızına âşık oluyor ve ustası bunu fark ediyordu. Arada sınıfsal uçurumlar varken aşkın aşk olmayacağını düşünen usta çırağı uyarıyor ve şarkıda şöyle deniyordu: “İşçisin sen işçi kal, giy dedi tulumları."
Ustam geldi sırtıma vurdu, unut dedi romanları İşçisin sen işçi kal, giy dedi tulumları -Cem Karaca
Çukur’un eve dönüş mitolojisine eklediği, gerçeği bütün senliğiyle mutlaklaştıran bir hiper-gerçekçi içerik de var. Dönülen yer bir liman, bir sığınak, bir huzur sokağı değil, dipsiz bir çukurdur. İnsanın içine yuvarlandığı, çıkmaya çalıştıkça gömüldüğü, sonunda gerçekten gömüldüğü yerdir çukur. Oyuk, çöküntü, gömüt. Yuva, mezar, yuva-mezar. Şu
Reklam
Tamirci Çırağı
Gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar Ümit gönlümün ekmeği umar ha umar umar Elleri ak yumuk yumuk ojeli tırnakları Nerelere gizlesin şu avucun nasırları Otomobili tamire geldi dün bizim tamirhaneye Görür görmez vurularak başladım ben sevmeye Ayağında uzun etek dalga dalga saçları Ustam seslendi uzaktan oğlum al takımları Bir romanda okumuştum buna benzer bir şeyi Cildi parlak kağıt kaplı pahalı bir kitaptı Ne olmuş nasıl olmuşsa aşık olmuştu genç kız Yine böyle bir durumda tamirci çırağına Ustama dedim ki bugün giymeyim tulumları Arkası puslu aynamda taradım saçlarımı Gelecekti bugün geri arabayı almayaO romandaki hayali belki gerçek yapmaya Durdu zaman durdu dünya girdi içeri kapıdan Öylece bakakaldım gözümü ayırmadan Arabanın kapısını açtım açtım girsin içeri Kalktı hilal kaşları sordu kim bu serseri Çekti gitti arabayla eksozuna boğuldum Gözümde tomurcuk yaşlar ağır ağır doğruldum Ustam geldi sırtıma vurdu unut dedi romanları İşçisin sen işçi kal giy dedi tulumları
undefined
"Hep söylemek istedim babama,bir türlü tamir ettiremediği pikabın yanındaki Cem Karaca 45'liğinin üstüne yazdığı yazıyı:"İşçisin sen işçi kal..."