İşgal ve Devrime giden yol
İşçi kitleler tarafından fabrikaların işgal edilmesi en büyük öneme sahip tarihsel bir olaydır; sınıf savaşının ve devrimci gelişmenin zorunlu bir evresidir; ne var ki , bu olayın anlamını ve kapsamını kesin bir biçimde saptamak ve ondan kitlelerin siyasal bakımdan yükselmesine ve devrimci ruhun güçlenmesine yararlı olan tüm öğeleri çıkarmak gerekir.
Sayfa 146Kitabı okudu
KOPARILACAK BOYUN YERİNDE DURMAZ Gün geçmiyor ki peşi sıra değişen gündem karşısında oradan oraya koşturan yığınlar o eylemden o eyleme koşturup durmasın. Bu eylemlerle de mevcut sistemin uygulamalarına karşı boyun eğilmeyeceği ya da boyun eğilmemesi gerektiğine dair pek çok açıklama yapılmakta. Bu açıklamalar pek çok farklı politik çevrelerden
Reklam
Bir ara açtığım ama kullanmadığım blog sayfamdan
Çoğunu okumadım sağdan soldan derledim: Aşkın Şehidi - Ahmet TURGUT (Bozkırın Sırrı Türk Peygamber romanını öneririm) Aşkın Elçisi - Ahmet TURGUT Aşkın Secdesi - Ahmet TURGUT
Kazım Karabekir ile görüşme
Kendisine verilen görevi yerine getirmek üzere Ankara'ya giden yoldaşımızın Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir ile yaptığı görüşme, dikkate değer bir husustur. Emperyalist devletlerin Türkiye topraklarını işgal etmedeki kesin kararlılığına işaret eden yoldaşımız, komünist kuvvetlerle Anadolu'daki milli kuvvetlerin birleşmesi gerektiğini kaydetmiş. Bunu üzerine Paşa, şunu sormuş: Sizin kuvvetiniz nedir? Buna gereken cevabı veren yoldaşımız, uluslararası devrime katılan Türkiye'ye dünya, özellikle de Sovyet proletaryasının yardım edeceğini belirtmiş. - Pekâlâ. Öyleyse biz ne yapalım, burada Bolşevizmi beyan edelim mi, ülke bunu kaldırabilecek mi, bu mümkün mü? Yoldaşımızın cevabı şu olmuş: - Ülkede komünizmi ilan etmek mümkün olmamakla birlikte, sosyal devrim için geniş çapta hazırlıklar yapılmalıdır. Ülkede ger el ve sağduyulu hazırlıklar, ancak partimizin gelişi ve faaliyetleriyle başlayacaktır. Buna kesin cevap vermeyen paşa, şunu söylemiş: - Alt tabakalardan faaliyete başlayan teşkilat ve hareketlere ülkede kesinlikle tahammül edilemez. Çünkü bu hareket ordu içinde intizamın bozulmasına ve ülkenin dış düşmanlar tarafından işgal edilmesine yol açacaktır. Görüşme sırasında daha sonra, ülkenin silahlı kuvvetlerine Parti'nin ne kadar maddi destekte bulunabileceği konusuna değinilmiş. Türkiye'ye maddi yardımın, Türkiye Komünist Partisi vasıtasıyla yapılmasının, ülkede komünist teşkilat ve propagandayı kuvvetlendireceği görüşüne varılmış
Sayfa 116Kitabı okudu
_Mustafa Kemal, bir Türk’tü; Türk olmaktan gurur duyuyor; “Türkiye Türklerindir” parolasıyla yaşıyordu. Ne Tanrı’dan, ne bir kişiden ne de kurumdan çekinmeyen, tam bir devrimciydi. Onun için resmi ya da kutsal olan hiçbir şey yoktu. Türkiye’yi Padişah’ın ehliyetsizliğinden ve despotizminden olduğu kadar, yabancıların pençelerinden kurtarmakla
Resim