"Büyük aşk yaşamak işi gücü olmayanlara bahşedilmiş bir ayrıcalıktır."
Sayfa 58 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
"Bir ayağı karakolda bir ayağı mapuslarda bir oğlan.Tembel hem de.Serseri hem de.İşi gücü sevmek,yanmak ve yanmak.Ama ben gene seni sevecektim,gene sana yanacaktım.Her ne hal ise ne dersen oyum.Oğlum de,delim de,divanem de.Höst oradam de,de oğlu de."
Kılık kıyafeti, işi gücü, cinsi meşrebi, dini diyaneti ne olursa olsun önce insan diye bakmazsan, surette, kıyafette takılırsan, yarın öbür gün aynısına maruz kalırsın.
Sayfa 45 - Profil Kitap
Kendini ifade etmek -belki de sakınmak için- yeni bir dil bulmuştu. Bulunduğu mekanlarda kendisi olmuyor da oraya kopyasını gönderiyordu sanki. Ruhsavar Topu. Bu adı o yakıştrmıştı kendine. İçsel tuzaklara düşüp acı çekmek istemiyordu. Eskiden, gençliğinde, yani onu tanımadığım yıllarda bütün gücüyle kendini yıpratmaya çalışmıştı. Farkında değildi tabii, bundan zevk aldığı bile olmuştu. İnsanın en büyük düşmanı kendisiydi. Ruhuydu. Hayat bir korkuydu. Yarattığı sorunlara ve düşmanlara karşı sürekli savma halindeydi. Ama bu bir savunma değil, yıpranmaydı, tükenişti. Sonra içerideki düşmanı görmüştü, her işi planlayan, akıl veren, yöneten gücü, benzerini, aynadaki yansısını. Onu ortadan kaldırmanın tek bir yolu vardı: Ruhsavar Topu.
Sayfa 87Kitabı okudu
