Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bizler ışığı ararken karanlıkta boş durmuyor 😉
Baharda on ilkeye uymak iyidir. Birincisi kuzuların zıplayışını seyredeceksin. İkincisi, çılgınlar gibi sevecek, yüksek mağaralarda, ormanlık derelerde ya da pınar başlarında ağız tadıyla sevişeceksin. Üçüncüsü, güneşi ilk gören koyak çİmenlerinin üzerinde uyuyacaksın. Dördüncüsü, yüksek bir zirvede oturacak, dağların ardından güneşin doğuşunu seyrederken çay İçeceksin. Beşincisi, ay ışığı altında yürürken türkü söyleyeceksin. Altıncısı, hasmın seni elek-velek ararken dağların ya da ormanların zulasında kitap okuyacaksın. Yedinçisi, Donkişot gibi cüretli serüvenlere gireceksin. Sekizincisi, geniş kalabalıklarda kıyasıya tartışacak ve kahkahalar atacaksın. Dokuzuncusu, olmayacak hayaller kuracak, coşkun bir ruhla yürürken hayatın emirlerine uyacaksın. Onuncusu, gözlerini geleceğe yani yüz yıl, bin yıl ötesine dikeceksin. Muzaffer Oruçoğlu-Tohum
Reklam
112 syf.
7/10 puan verdi
Romain Gary için bile çok kapalı bir anlatım geldi bana. Basit bir anlamlandırma, hayata tutunmaya ilişkin umutlanma çabası anlatılmıyor, temeli şahane ama hikayenin içine girmekte, karakterleri analiz etmekte zorlandım. Seven sevilen çatışmasına, öznelliğe, dayanışmaya ilişkin bazı gözlemler, tespitler oldukça çarpıcı ama hikayeye giremedikçe kitapta bunları ararken buldum kendimi.
Kadının Işığı
Kadının IşığıRomain Gary (Emile Ajar) · Sel Yayıncılık · 2022486 okunma
Saatler/Geyikler
rüzgâr hediye edilebilseydi eğer sana rüzgâr hediye etmek isterdim. sarı yapraklı bir ormanda iki geyik havaya sıçrayıp öpüşüyor. boynuzları birbirine dolanmış. açamıyorlar. sarı yapraklı bir ormanda. Ata Nur kahve falında görüyor bunları. gizem bir geyik başı gibi uzanıyor aramızda. boynuzlarında senin karmaşan ve sana
Kaç yıl önceydi hatırlamıyorum. Kaç sorusu anlamsız kalıyor şu anda. Sayısal olarak bir geri dönüş değil çünkü anlatmak istediğim. Ne yılın önemi var, ne aradan geçen zamanın ne de kaç sorusunun. Marmara İlahiyata teravihe gidiyordum yine. Bir bahar yağmuru vardı, ıhlamur ağaçlarının altından geçiyordum. Dalların altında gizlenen baygın ıhlamur
Ben de öyle hissediyorum hocam)) yan mezardan kalkıp selam verecek biri sanki
Işığı yakmak için kapıyı açmaktan bile hoşlanmıyordu çünkü içinden bir his ona, eliyle elektrik düğmesini ararken korkunç bir yaratığın pençesini savurup bileğini yakalayacağını, sonra onu toz ve çürümüş sebze kokan nemli bodrumun derinliklerine sürükleyeceğini söylüyordu.
Sayfa 15 - Altın kitaplar yayınevi
Reklam
Geldik Mart’ın yarısına hava hâlâ karamsar Geleceğime odaklanmaya çalışırken Geçmişimden çıkmama aman vermeyen türden Öyle buğulu, öyle soğuk…
Karanlıkta kalmak bazen de bir tercihtir. İşığı yakmak, perdeyi açmak, uyanmak elindedir. Gece yattığında karanlığa teslim olmak ya da daha güzel bir güne uyanmanın hayali. Umutsuzluğa teslim olmak ya da boşluğa da olsa haykırıp gelecek güzel günleri anlatmak... Bu ikisi arasındaki tercih gibidir kötülüğe karşı durmak. Mutlu olmak bir halden, durduğun yerden başka bir şey değildir. Mutlu olmak kendi kendine çizdiğin bir çizginin diğer tarafı aslında. Silmek ya da geçmek. İki fiilin de öznesi sensin. Küçük bir adım at karşı tarafa, çizgiye de bas, silinsin hatta. Küçük şeylerde devasa mutluluklar bul, onları yüreğinde sakla. "Hayatta saadeti yapan şeyler çok küçük parçalardır. Bir iyilik bir gülümseme, tatlı bir bakış, iyi bir dilek. Aslında mutlu olanlar, bu küçük şeylerin huzuruna varmış olanlardır," diyor Bernard Shaw. Hep daha fazlasını ararken yitirir insan elinde ne varsa. İnsanın mutluluğunu, sahip olduğu küçük mutluluklara gülümseyerek büyütebilir ancak.
Sayfa 175Kitabı okudu
“Hiçbir duygu sonsuza dek kalmaz. Yine güneş doğar, yine sabah olur.Gün, günü sarar. Yokluğunu bilmediğin bir şeyin varlığı sıradan gelir. Kaybetmeden bir şeyi, kıymetini de bilemezsin. Bilmezsin ki aydınlığı ortaya çıkaran karanlıktır. Oysa sadece karanlıkta parlar ay ışığı ve yıldızlar.”
Sayfa 262 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu
Talon küçük mutfağa yöneldi. "Seni bilmem ama ben biraz gerginim. Normalde şafak söktükten birkaç saat sonra uyurum. Aç mısın?" Onun dolapları karıştırıp bir çift tava çıkarışını izledi. "Pek sayılmaz ama istersen sana bir şeyler pişirebilirim." Talon başını kaldırdı, gözlerinde bir şaşkınlık vardı. "Teşekkür ederim. Bu
Sayfa 161
306 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.