Perdeleri kapat, sevgime tanık istemem
Işığı söndür, gel otur yanıma konuş
Ergeç anlaşacağız başka çaremiz yok
Sonra sevişeceğiz, bu düzen böyle kurulmuş
İstersen yine hep hayır de, olmaz de, ne çıkar
Her şey olacağına varıyor, çaresiz
Yaşamak zorundayız, sen de biliyorsun
Öyleyse gel otur yanıma sevişmeliyiz
Durmadan sevişmeliyiz aslında gece gündüz
Daima istekli, aç, doymak bilmez, vahşi, çılgın
Sabaha karşı koşu atları gibi yorgun argın
Yine de usanmış değil, pişman değil, bıkkın değil
Belki biraz sarhoş, biraz durgun, biraz uykulu
Ama her zaman ateşli, sabırsız, her zaman dolu
Üstüme Varma İstanbul
Perdeleri kapat, sevgime tanık istemem
Işığı sondur, gel otur yanıma konuş
Er geç anlaşacağız başka çaremiz yok
Sonra sevişeceğiz, bu düzen böyle kurulmuş
İstersen yine hep hayır de, olmaz de, ne çıkar
Her şey olacağına varıyor çaresiz
Yasamak zorundayız, sen de biliyorsun
Öyleyse gel otur yanıma sevişmeliyiz
Durmadan sevişmeliyiz aslında gece gündüz
Daima istekli aç, doymak bilmez, vahşi çılgın
Sabaha karşı koşu atları gibi yorgun argın
Yine de usanmış değil, pişman değil, bıkkın değil
Belki biraz sarhoş, biraz durgun, biraz uykulu
Ama her zaman ateşli, sabırsız, her zaman dolu
Geceleyin uçsuz bucaksız bir ormanda yolumu kaybetmişim, yolumu bulmak için elimde ufacık bir ışık var. Bir adam ortaya çıkarak bana şöyle diyor: "Dostum, yolunu bulabilmen için elindeki ışığı söndür." Bu adam bir tanrıbilimcidir.