Karanlıkta ışıkla yürümek, ışığı bilmektir. Karanlığı bilmek için ışıkları söndür. Görmeden ilerle ve karanlığın da Serpildiğini, şakıdığını Kara ayaklarla ve kara kanatlarla geçildiğini gör Maya Angelou
Sayfa 206 - Doğan Novus Yayınları, 15. Baskı, çeviren: İstem ErdenerKitabı okudu
İYİLİK ATEŞİ
İYİLİK ATEŞİ Değerli dostlarım; İnsanlar kendileri için hırsızlık yapmaktan çekinirler, adice davranışlardan kaçınmaya çalışırlar, sineği bile incitmekten çekinirler fakat üyesi oldukları partinin başarısı için, mensubu oldukları tarikatların çıkarları için, veya kendi düşünceleri uğruna ‘’ vatanın bekası’’ için yalan da söyler, dolandırıcılık da
Reklam
Yokluk diyarının zalim sevgililerinden kurtul... Sen varlığınla övünç kaynağı olduğun sevgililer sevgilisinin biricik ümmetisin... Sen bu evrenin eşsiz, tek parçasısın. Pervanesi ol bu Muhammedi ışığın... Olduğun yerde döndür yüzünü aydınlığa...
Sayfa 174Kitabı okudu
Sonra arka odada oyalandım biraz. Burası didaktik bir oda. Küçük bir bahçeye, fazla gelişmemeye özen gösteren incir ağacına, karşı apartmanın mutfak pencerelerine bakıyor. Burada insan, kırık testileri Hayyam'ı fakirliğin sarı / kara yüzünü cinayetleri toplu kıyımları İstiklal Harbinin asker kaputlarını Lokman Hekim'in meşin önlüğünü hemen arkasından ah! yurtlarından kaçmak zorunda kalanları, toprağına kavuşamayan tohumları, koca gökte kendine yer bulamayan şaşkın bulutları, çözülüp okyanusun tuzunda kayboluveren buz dağlarını bulur. Odanın loşluğu, ceberrut kent makinesinin homurtusunu flulaştırır, uykum gelir, uzandığım tütün sarısından ve zehir yeşilinden dokunmuş koyun kokulu yörük kiliminin yarısını üstüme çekerim. Rüzgâr habire bir kanatı çarpar, tepede martı çığlıkları, bir yerden belli belirsiz çocuk ağlaması ve onu pışpışlayan anne sesi, ne olduğu anlaşılmayan nağmeler, çekilen sifonlar, duyulur. Burası aslında ilk gençliğe ve yaşlılığa yakışan, acının ve tevekkülün hüzünlü arka odası. Pencerenin önüne çektiğimiz küçük masanın üstünde kitaplar, kalemler, defterler vardı. Günlük yazmaya gayret ediyordum. En son iki hafta önce bir şeyler yazmışım. İçeri odadan, ışığı söndür de gel yat artık denildi.
Sayfa 132 - KiracıKitabı okudu
ROMEO Konuşuyor. Ey parlak melek, konuş yine! Sen göz kamaştıran bir parlaklık veriyorsun geceye; Cennetin kanatlı ulağısın başımın üstünde, Tıpkı ölümlülerin hayretle açılan gözlerine göründüğün gibi. Tembel bulutlara binip uçarken o havanın kucağında, Onu seyreden insanlar gibi hayranlıkla Öylece bakıyorum ben sana. JULİET Ah, Romeo,
Tanımaya başlıyorum kendimi. Ben yokum. Olmak istediğimle başkalarının gözündeki ben arasındaki boşluğum ben. Ya da o boşluğun yarısı, çünkü orada da hayat var... Sonunda ben oyum işte... Işığı söndür, kapıyı kapa, son ver koridorda terliklerini sürüklemeye. Rahat bırak beni odamda tek başıma. Aşağılık bir yer bu dünya.
Sayfa 76 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
609 öğeden 591 ile 600 arasındakiler gösteriliyor.