Eskiden “Kitap okudum” denmez, “Şu kitabı ziyaret etmek nasip oldu” denir, bu ifade hem kitaba, hem bilgiye, hem de ilme-irfana saygının gereği sayılırdı.
“Okumak”, bir anlamda “bitirmek”, hatta bitirip bir kenara koymak, bir daha ihtiyaç duymamak anlamına gelebilen bir ifade olduğundan, bundan kaçınırlardı. Yani kitap bir kere okumakla
gitme dedim o yola, sonu karanlık
tutma dedim o sözü, arkası kötü
bizimle başlamadı bu savaş
bizimle bitmeyecek
vurma dedim kuzuları sarp kayalara
kuytulara çekme dedim bahar şarkılarını
koklanmış bir çiçeği atmak sokağa
yem arayan güvercini kana belemek
vurmak önce birini, sonra ağlamak
çiçeklere
ağıtlara
bağlamak anıları
söndür şu geceden kalan ışığı
yüzükoyun şu resmi kaldır duvara
şu gazete, şu tavan, şu yatak
içimde bu çalkantı bu deprem
hadi bir türkü söyle, hadi bir türkü söyle
hadi bana hasan de, çağır adımı
bu başka olmıyacak