Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
istediğin zaman ışığı söndür,senin karanlığını da tanır ve severim..
Eski Mevlevîler Konuşurken Çok Dikkat Ederlerdi.
Kullanacakları kelimeleri bir kuyumcu titizliği ile seçerler, aşırı hassas davranırlardı. Meselâ “ışığı yak, ışığı söndür” demezler, yakmak ve söndürmek kelimeleri insanda yangın imajı uyandırabilir diye “ışığı uyandır, ışığı dinlendir” derlerdi. Meselâ, anne odaya giriyor, ufacık çocuk elinde çok kıymetli kristal bir vazo ile oynuyorken, şimdiki bazı anneler gibi ne yapıyorsun, kıracaksın demezler, ipeksi, yumuşak bir ses tonu ile yavaşça, aman yavrum düşürmeyesin derlerdi ve vazo kırılmaktan kurtulurdu. Zaman zaman, çevremizdeki bazı kimselerden işitiyoruz. Evin beyi bağırarak “Hanım sana kaç kere söyledim, dünyada herkes adam olur, bu çocuk adam olmaz.” der. Bu ne kadar yanlış, ne kadar kötü sonuçlar doğuracak bir tutumdur. Hep, “Söylenen söz vücut bulur.” kelâmının unutulmasıdır asıl sebep. Evlâdımız için iyi olacak dersek, onlar iyi olurlar. Kötü olacak dersek, kötü olurlar. Ne olur bugünkü insanlar da, dünküler gibi söz söyleme konusunda daha titiz, daha dikkatli olsalar. Kazancımız öyle büyük olur ki..."
Reklam
Tüm ışıkları söndür öyle gel, kimse görmesin seni. Penceremden geceme sızan sokak lambasının ışığı gibi.
Farz etme yeter yaşadığın bugün'dür Ne sevdiğin yanında ne o yerdesin Çekil garip odana, ışığı söndür Söyle "Nerdesin ey sevgili nerdesin? " Söyle; o türkü senin eski türkündür
597 öğeden 391 ile 400 arasındakiler gösteriliyor.