10 Kasım...
Her 10 Kasım'da siren seslerinin çığlıkları duyulur saat dokuzu beş geçe.
Vatansever olan her Türk evladı zamanın durduğu o dakikalarda her şey aklından bir film şeridi gibi geçer, düşünür.
Düşmanların Ege bölgesini, Trakyayı, Güney Anadolu bölgesini, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin işgal edildiğini hatırlar öncelikle.
Sonra, Anadolu insanlarının o dönemdeki yoksulluğunu hatırlar. Askerlerimizin giyecek bir ayakkabısı, çorabı olmadan savaş meydanlarında düşmanlara göğüs gerdiğini hatırlar.
Çoğu zaman Mehmetçiğin karnını bile doyuramadığını hatırlar.
Zengin, güçlü yunan donanmasının yoksul ama korkusuz Türk donanması karşısında denize döküldüğünü anımsar.
Türk ordusuna başkomutanlık eden Atatürk'ü hatırlar.
Osmanlı paşalarının bile yenilgiyi kabullendiği o zamanlarda Atatürk'ün ne kadar vatansever ve yenilgi nedir bilmez, pes etme nedir bilmez karakterini hatırlar.
Atatürk'ün halkın refahı için yaptığı devrimleri, inkılapları hatırlarlar.
Sonra etrafına bakarsın, Atatürk OLMASAYDI şuan Ege bölgesi Yunanistan'da, Güney Anadolu İtalya'da, Güneydoğu Anadolu Fransa'da, Doğu Anadolu da Rusya'da olacağını düşünürsün. Sonra Atatürk'e bir kez daha minnet duyarsın.
Atatürk olmasaydı yokluk içinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti de olmayacaktı.
Atatürk olmasaydı; bugün Türkler, dünyanın bütün sokaklarında başı dik bir şekilde yürüyemeyecekti.
Bu onur senin sayende ATAM!
Seni SAYGI, SEVGİ, ve MİNNETLE Anıyoruz...
Işıklar içinde uyu...