Öncelikle düşündüğümden çok 1 yıldız vermişim. Dokuz kitap beklemiyordum. (Böyle postlar kendimi ünlü hissettiriyor PKDPWKDPEMO)
Her neyse başlıyorum.
Twisted Love
Ana Huang'ın okuduğum ilk kitabıydı. Çevrilmeden önce meraktan okumuştum. Ava mal Alex ondan daha maldı. Smut sahnelerinin midliğinden bahsetmiyorum bile.
Vakit ayırdığın bir ailen olsun .Yarın kaybettiğinde keşke daha fazla zaman ayırsaydım demeyeceğim..
Pişmanlık kötüdür.Bir daha geri getirmeye gücünün yetmedikleri içinse ,işkence. Kıymetini bil .Yarın ne olacağı belli değil.Kalp krizi dediğin bir kaç saniye.Kalp kırma.💫
Kitap 2 gün önce bitti ama şoku atlatıp düşüncelerimi yazabilmem için epey bir zaman gerekti gerçekten de. Tek kelimeyle anlatacak olursam, efsaneydi. Bolca şok, ihanet, aksiyon. Ve en çok da hüzün. Hem de normal bir hüzün falan değil, böyle kalbinizi düğümleyecek türden. Beklememe kesinlikle değdi, eğer fiyat konusunda sıkıntı yaşamayacaksanız
--- Spoiler içerir ---
Kitabın yazarı olan Ian McEwan lafını esirgemeyen, dobra bir yazar. Bu yüzden yazdığı romanlar çoğu kişi tarafından rahatsız edici bulunuyor. Aynı zamanda bir aktivist olan yazarın cinsiyet eşitliği, kadın hakları, iklim ve çevre gibi konularda da çeşitli yazıları mevcut. 1970'lerde ölüm, cinsel istismar, işkence gibi
"Yani önce kızı kaçırıyor, sonra kartını okutup sakince işinin başına geçiyor ve akşam da kurbanına dönüyor, öyle mi?"
"Onun gibi bir şey, işkence için adam kaçırma vakalarının büyük çoğunluğunda böyle olur. Saldırgan kompülsif bir öfke krizi içinde hareket etmez. Her şeyi büyük bir dikkatle planlar çünkü hayvani içgüdülerini tatmin edeceği tüm süre boyunca kurbanının onun hizmetinde olmasını ister. Bu nöbet bazen günler sürer, hatta bazı vakalarda haftalar sürdüğü bile olur. Ve çoğunlukla trajik bir sonla biter. Bunun gibi olan diğer durumlarda ise her şey çok hızlıdır ve birkaç saat içinde son bulur. Ama mekanizma benzerdir ve saldırgan tüm bu zaman boyunca az ya da çok 'normal' bir hayat sürdürür.."
🦋
Annesinin kanlar içindeki bedeninin başında sinir krizi geçiren bir adet Amir…
“Amir! Bana bak! Amir sakin ol!” Gözüm Amirin ellerine gitti. Soğuk bedende tam şahdamarının üzerinde duran ellerine…
Uğraştım.
Uğraştım ama o soğuk bedende ne atan bir nabız ne atan bir kalp ne de bir nefes belirtisi bulamadım.
Yaraya baskı yapan ellerim gevşedi önce, ölümün verdiği bilinçle. Bir çığlık koptu boğazımdan sonra. En acılısından, ölümün verdiği bir çığlık. Saatlerce işkence görsem atamayacağım bir çığlık.
Durmadı ama.
O çığlık içimdeki acıyı haykırmama yetmedi, bir hıçkırık takip etti onu. Yine yetmedi, bir çığlık daha, Amirin haykırışlarına karışan.
Bir şarkın olsun. Senin olsun. Hayatına her giren insana “bu benim şarkım bak” diye dinlet. Bir gün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse, seni hatırlasın.
Tek bir parfümün olsun. Özdeşleşmek iyidir. Dünya bu illa ki bir tek sen kullanmayacaksın. Öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa “acaba burda mi” diye kokuyu
Aşka Susamış için gotik edebiyat türü bir eser diyebiliriz. Zira kitabın başından sonuna kadar okuru tedirgin eden ve bu işin sonu hiç iyi bitmeyecek havasını veren bir kitap.
Kitabın merkezinde bir kadın var: Etsuko. Etsuko ona pek iyi davranmayan,
Cengiz Aytmatov, kuşkusuz büyük bir anlatıcı. Belki de anlatımından çok, anlattıkları ile devleşen bir edebiyatçı. Yani herkeste farklı yankıları olan vatan, millet, savaş, sadakat, vefa, yâr olmak, ana olmak, incelik gibi mefhumları bünyesinde barındıran ve toplumun sesini, soluğunu, rengini taşımakla kalmayıp insanı merkezine tüm tarafsızlığıyla koyan
Serinin #kilit kitabı ile her ülkeden farklı yetenekleri olan kişiler ile bir ekip kuruldu . Bu ekipde olan kişiler düşman örgütleri bir nevi karşılaşıp , onlara karşı mücadeleye hazırlanışını okumuştuk. İkinci eseri #anahtar ile bu güçlülerin amaçlarını ve kirli oyunlarını öğrenip , onlara karşı büyük bir güç sağlayıp , gizli kalan bilgilerin ve
hayata tutunma klavuzu .
bir şarkın olsun. senin olsun. hayatına her giren insana bu benim şarkım bak diye dinlet. bir gün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse, seni hatırlasın.
tek bir parfümün olsun. özdeşleşmek iyidir. dünya bu illa ki bir tek sen kullanmayacaksın. öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa acaba
“Çok acı vericiydi, tarifi imkânsız. Ben... yani, bir çeşit sinir
krizi geçirmiştim diyebilirim. O yataktan çıkamama durumunu
asla unutamam. Ruhun insana hareket etmeyi işkence haline
getirecek kadar ağır gelmesi..."
BAYILDIM ...BU YAZIYI MUTLAKA OKUYUN
Bir şarkın olsun. Senin olsun. Hayatına her giren insana “bu benim şarkım bak” diye dinlet. Bir gün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse, seni hatırlasın.
Tek bir parfümün olsun. Özdeşleşmek iyidir. Dünya bu illa ki bir tek sen kullanmayacaksın. Öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda
Bir şarkın olsun. Senin olsun. Hayatına her giren insana “bu benim şarkım bak” diye dinlet. Bir gün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse, seni hatırlasın.
Tek bir parfümün olsun. Özdeşleşmek iyidir. Dünya bu illa ki bir tek sen kullanmayacaksın. Öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa “acaba burda mi” diye kokuyu
Korku ve gerilim unsurlarına okuma alışkanlığınızda yer vermiş insanlarsanız yazarın bu konudaki üslubu size oldukça tanıdık gelecektir. Burada bahsettiğim öyle abartılı bir korku teması değil yanlış anlaşılmasın. İşkence vb. kan dondurucu bir olay örgüsü ile de karşılaşmayacaksınız. Okuduğunuzun bin katı anlam çıkarmayı sevenlerin ve hayal