272 syf.
5/10 puan verdi
·
Read in 14 days
Bundan 2500 yıl önce yaşamış bir Yunan Askerinin, katıldığı seferi ve bu sefer sonucu geri dönerken komutan pozisyonuna geldiği ordunun hikayesini anlattığı eser. Neredeyse tamamı bugünkü topraklarımızda geçtiği için ilgimi çekmişti. Özellikle Doğu Karadeniz ile ilgili tarihsel veriler nedeni ile okudum. Buraya kadar olan kısmında tatmin olacak birçok bilgi edindim. Ancak çevirmenin Rum olması, taraflı çevirilere neden olduğunu düşünüyorum. Hellenliği ön plana alarak çevirdiğini ve bu nedenle Ksenophon'un aktardıklarında kırpmalar yaptığını inanıyorum. Başka kaynaklarda örneğin Zigana dağından inerken Ağaçlarda yaşayan bir kabileden bahsederken bu çeviride bu insanlardan bahsedilmemektedir. Ayrıca bölgedeki Skytianlar yani İskitler kısa bir cümle ile geçilmektedir. Bence ne kadar güzel çevrilmiş olsa da tarafsızlık olmadığından eleştirilmeyi hak etmektedir.
Anabasis
AnabasisKsenophon · İş Bankası Kültür Yayınları · 2015905 okunma
Osmanlı hakkındaki olumsuz algı kölelik hakkında.
Bulgarların kökenini Türklere (Kumanlara)dayandıran, "Turan-İskitler ve Hunlar'dan Türkler ve Bulgarlar" isimli kitabıyla bilinen "Yeşil Bulgaristan" partisi lideri yazar Prof. Stoyan İvanov Dinkov, Osmanlı'nın asla emperyalist olmadığını savunan isimlerden biri. Rus Ekaterina zamanında Panslavizm görüşü ortaya çıkıyor. Rusya dile dayalı, etnik kökene dayalı olmayan bir temelle Slav milletlerini birleştirmeye çalışıyor. Ruslar bizi Slav sayarak bir kültürel hücum başlatıyorlar. Ana gayeleri bu toprakları ele geçirip İstanbul'a kadar varmak. Kitlesel bir propaganda başlatılıyor, güya Bulgarlar Slav ve çok çile çekiyorlar. Fakat Bulgaristan'a Rusya'dan çok akıllı adamlar gelmiş, -onlardan biri de Dostoyevski'dir- o kölelerin ne şekilde yaşadığını çok farklı bir şekilde anlatmış. Ve ben ona güveniyorum.
Sayfa 69 - Wizart
Reklam
Heredot Tarihi
Herodot ( IV, 65 ) İskitlerin düşmanlarının kafataslarını kaşlarının hizasından keserler, dışını köseleyle, içini altınla kaplarlar ve kupa niyetine kullanırlar diye yazmaktadır. Ts'ien-Han-Şu aynı adetin Hunlarda da olduğunu belirtir, nitekim Hun Yabgusu Lao-şang, Yüe-çe hükümdarının kafatasını böyle yapmış ve içkisini bundan içmiştir. İskitler gibi Hunlar da zaten kafatası avcılarıdır.
Dareios'un sefer açmış olduğu Pontos'un çevresi, İskitler bir yana bırakılırsa, en geri insanlarla kuşatılmıştır. Denizin bir yakasında İskitlerden başka, kafası aydınlanmış bir ulus gösteremeyiz, Anakharsis'ten başka doğru dü­rüst bir adamın anısını bulamayız. Hatta insanlar için pek önemli bir alanda eşsiz bir üstünlük göstermiş olan İskit ulusunun bile öbür işlerine pek kulak asmam. Ama bu önemli sorunu İskitler, görülmemiş bir ustalıkla çözümlemişlerdir. Şunu demek istiyorum: Kendilerine saldıran hiç kimse, onların ellerinden kurtulamaz ve kendileri istemedikleri sürece kimse onları bulup bastıramaz; öyle insanlar ki, ne kentleri vardır, ne kaleleri, hepsi de atlıdır ve ok atarak savaşırlar. Evlerini peşlerinde taşırlar, -zira ekip biçerek değil, hayvancılıkla geçinirler, evleri arabalarıdır- böyle insanlar yenilebilir, ele düşürülebilir mi?
İskitler şöyle ant içerler: Toprak bir kupanın içerisine şarap doldururlar; ant içecek olanlar buna kanlarını karıştırırlar; bunun için sivri bir şeyle küçük bir delik açarlar ya da kılıçla hafif çizerler; sonra kabın içerisine bir pala, oklar, bir balta ve mızrak daldırırlar; bu da olduktan sonra tanrısal öfke üzerine ant içerler ve kaptaki şaraptan azıcık içerler ve orada bulunanların ileri gelenleri de onlarla beraber içerler.
İskitler rüzgar gibi akınlar yapmışlarsa, Hunlar da bir kasırga gibi saldırmayı öğrenmişlerdi.
Sayfa 119 - Yakamoz YayınlarıKitabı okudu
Reklam
654 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.