Öncelikle islam hukukunda nikah akdi, dini bir akit degildir. Islam hukukunda nikâh akini bir din adamının yapması veya nikâh sırasında bir din adamının (müftünün veya imamin) hazır bulunması ya da dini bir tören yapılması zorunluluğun yoktur. Çünkü Islam hukukunda evlenme, tamamıyla medeni bir sözleşmedir. Kadın ve erkegin irade beyanlarını iki şahit huzurunda dile getirmeleri ve kadina ödenecek belli bir mihrin tespit edilmesi halinde nikâh geçerlidir.
Osmanlılar'ın siyasi basarları, Ortaçağ Avrupası'nın dinî ön yargılarını besleyecek niteliktedir.
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
“İslam slogan dini değil; samimiyet ve fedakârlık dinidir. İslam sevgiyi kalplere bir ayet gibi indirir. Yüreğinde sevgiyi geliştirmeyen amel, sadece ameleliktir!”
'TÜRKİYE 1928 YILINA KADAR RESMÎ OLARAK BİR İSLÂM DEVLETİYDİ' Bu cumhuriyet nedir? Türkiye Cumhuriyeti diye adlandırdığımız cumhuriyet nedir? Bir İslâm devletidir. Kanun-i Esasi yahut Teşkilat-ı Esasiye Kanunu cumhuriyetin ilânıyla beraber birinci maddesini Türkiye’nin idaresi bir cumhuriyettir diye değiştirdi. Kanun-i Esasi’nin ikinci maddesi Türkiye Cumhuriyeti devletinin dini din-i İslâm’dır oldu. Yani Türkiye 1928 yılına kadar resmi olarak bir İslam devletiydi. 1928 yılında bizim yazımızı elimizden aldılar bunu yaparken de bunu yapmanın bir dayanağını bulmak üzere de İsmet İnönü’nün 120 arkadaşı ile birlikte verdiği bir önergeyle anayasadan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin dini din-i İslam’dır maddesi çıkarıldı. 1928. Yani Türkiye Cumhuriyeti beş sene İslâm devleti olarak resmen yaşadı. Ondan sonra bugün kurucu düşünce cart curt böyle saçma sapan şeyler söylüyorlar laikliği savunmak için. Laiklik anayasaya 1937 yılında CHP‘nin altı okuyla beraber olarak girmiştir. Türkiye’nin laik bir devlet olmasının resmen tasdiki 1937’dir. | İsmet Özel
·
Puan vermedi
Genişleyen Ufuk Daralan Vizyon
Genişleyen Ufuk Daralan Vizyon            ༄ ༄ ༄ İnsanlığın yeryüzündeki nefesi, tarihi tarih yapan kaydetme ve aktarma çabasıdır. Varoluşsal bir kimliğin tanımı tarihin oluşumunda en büyük bahanedir. Geçmişin izleri, her an var olan hayat nefesiyle bulmaya, kayıt altına almaya bir gayrettir. Geçmiş yaşantıların bulunan her şeyi bir
Uygarlık Yargılanıyor
Uygarlık YargılanıyorArnold J. Toynbee · Kronik Yayınevi · 202362 okunma
Kadınların Şahitliği
Şahidlik nisâbı, çeşitli ihtimallere göre bizzat Kur'an-ı kerîmde tanzim olunmuştur. Zinâ haddinde dört, diğer haddler ve kısas için iki erkek şâhid lâzımdır. Mâlî haklarla nikâhta iki erkek veya bir erkek ile iki kadın aranır. Taraflardan birisi zimmî ise, şâhidler de zimmî olabilir. Bu nisâbın aranması, erkekle kadın arasında eşitsizlik olduğu için değildir. Nitekim kadınlar arasında işlenen cinayetlerde; doğumun zamanı ve bekâretle alakalı sadece kadınların bilebileceği hususlarda; ayrıca şâhidlerin tezkiyesinde, suların temizliği, kıblenin istikameti, kesilmiş hayvanın leş olup olmadığı gibi (şeriatin çok daha ehemmiyet atfettiği) dinî mevzularda tek kadının şahidliği kabul edilmektedir. İnsanların birbirine üstünlüğünün ancak takvâ, ilim ve cihâd ile olduğunu Kur'an-ı kerîm bildirmektedir. Bir kadının şahidliği, ancak kendisini teyid eden bir başka kadının beyânıyla uyuşması hâlinde makbul olur, demektir. Böylece kadınlar, külfetli bir iş olan şahidlikten korunmuştur. Bunun bir sebebini de o zamanlar İslâm cemiyetinde kadınlarla erkeklerin birbirinden ayrı mekânlarda yaşamakta oluşunda aramalıdır. Bir kadının, erkekler arasında cereyan eden hukukî muamele ve hadiselerden hakkıyla haberdar olması beklenmezdi.
Reklam
" Allah'ın (CC) dini uğruna ortaya konan mücadele sadece gençlerin yapacağı bir iş değildir ki yaşlanınca bırakılsın sadece fakirlerin yapacağı bir iş değildir ki zengin olunca terk edilsin sadece öğrencilerin yapacağı iş değildir ki iş güç sahibi olunca artık gerek yok denilerek ihmal edilsin dolayısı ile İslam uğrunda mücadele kulluğun bize yüklediği bir sorumluluktur. Bu sorumluluk dini bir vecidedir imanın sahibine yüklediği bir mukellefiyettir. Böyle olduğu için yaşa başa cinsiyete sosyal duruma şartlara yada başka bir mülahaza ya takılarak terk edilecek bir şey değildir..."
Kime ait?
Bu dinin (İslam), ya da daha genel bir ifadeyle tarih boyunca gelen tüm Resullerin tebliğ ettiği " Allah dini"nin ele aldığı temel sorun, yeryüzünde uluhiyetin ve kullar üzerinde rububiyetin kime ait olacağı sorusudur.
Kadın 4 Şey İçin Alınır .
🤔🤔🤔🤔🤔🤔🤔🤔🤔 1 . Güzelliği İçin ? 2 . Soyu İçin ? 3. Zenginliği İçin ? 4 . Dini İçin ? 🤔🤔🤔🤔🤔🤔🤔🤔🤔 🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲 Sen Dördüncüsünü Olan İslam Dinini Yaşayan Hanımefendiyi Seç Bu Senin İçin Daha Hayırlıdır . 🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲
Görüyoruz ki, İslâm'ın dini inanışlarını paylaşmayan on ikinci yüzyıldaki Hristiyan Roma heykeltıraşları gibi sanatçılar da, hatta dine tam bir ilgisizlik duyan sanatçılar bile, dine bu kadar sıkı sıkıya bağlı olan İslâm sanatında sadece şekilci formüller değil, temel beşerî konuları da bulabildiler.
Reklam
4. Cilt Sayfa 217
Hazrets Adem'den Hazret-i Muhammed'e gelinceye kadar bütün peygamberler islam dini esaslarını ve tevhid akîdesini tebliğe memur edilmişlerdir. Bu din-i mübin, müstaid olduğu gäye-i kemâli ancak hâtem-i enbiyâda bulmuştur. Dinleri, ihtiva ettikleri kavaid ve ahkamı ile, tebliğ ettikleri medeniyet-i fäzıla ile velhasıl beşeriyetin her türlü enin ve ıstırabına devāsâz olabilmeleri cihetiyle tetkik eden her munsıf âlim ve mütefekkir, Hak dinin İslâm dini olduğuna hükmetmekte tereddüt etmez. Sair dinler, zemin-i tedkik olabilecek bir vuzûh-ı tarihiyi haiz olmadıkları halde İslâm dini, tarihi en yakın bir hayata malik olması cihetiyle bütün ahkâmı, güneş gibi açık ve âşıkâr olarak zamanımıza nakledilmiştir. Onun tarihî seyri, bir tekâmülü ilmi takip etmekte bulunduğu için saffet-i asliyyesiyle devam edip gidecektir de.
Sayfa 217Kitabı okudu
Ebû Hüreyre'den (ra) rivayetle: Resûlullah (sas) buyurdu ki: "Öyle bir zaman gelecek ki din sahibi bir kimse dinini ancak dağlara, mağaralara kaçarak koruyabilecek, dini selamette olabilecektir. O zamanda kişinin Allah'ın gazabına sebep olmadan geçimini elde etmesi de kolay olmayacaktır. İşte bu zamanda kişi hanımı ve çocukları eliyle helak olacaktır. Eğer hanımı ve çocukları yoksa anne babası eliyle helâk olacaktır. Anne babası da yoksa helakı akrabaları ya da komşuları eliyle olacaktır." Sahâbeler sordular: "Bu nasıl olacak, Yâ Resûlullah?" Buyurdu ki: "Bu kişiler adamı geçiminin darlığından dolayı kınayacaklar, o da kınanmamak için geçimini kazanmada helâkine sebep olacak yollara başvuracaktır."
Batı dünyası din duygularını rencide etme endişesini yenebildiği ve dini peygamberleri eleştirip yerebildiği içindir ki akıl çağına yönelmiş ve İslam dünyası bunu yapamadığı içindir ki geriliklere,ilkelliklere gömülmüştür.Eğer şeriat sorunları eleştirilemez der ve din duygularını incitme endişesi uğruna akılcı değer ölçülerimizi feda edersek,bu taktirde insan varlığını gerilikler ve haysiyetsizlikler içerisinde tutan emirlere,insan beynini işlemez hale getiren düzene katlanmak ve ikinci sınıf milletler seviyesinde kalmak ve asıl acıklısı bunun yüz kızartıcı sonuçlarına katlanmak gerekecektir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.