Muvaffakiyet ancak Allah'tandır.
Sayfa 293 - BekaKitabı okudu
Din=Cumhuriyet
"İşte Yusuf için böyle bir tedbir hazırladık! Melik'in dini'nde (ceza kanunda) kardeşini alıkoymasına imkân yoktu. (Yusuf/76) Burada anlatılmak istenen şudur: Yusufun, kardeşini yanında alıkoyması hususunu, biz hallettik, meseleyi onun istediği gibi biz düzenledik. Eğer melik'in kanunlarına göre karar vermiş olsaydı, kardeşinin yükü içinde bulunan su kabına mukabil, kardeşini yanında alıkoyamazdı. Kardeşini, kendi kavmi olan İbranilerin dini'ne (ceza kanuna) göre kardeşini yanında alıkoydu. Zira, İbrani hukukuna göre, çalınmış malın yanında bulunduğu kişi, bu hırsızlığına mukabil, mal sahibinin kölesi olur. Bu suretle açıkça anlaşılıyor ki, sadece Allah'ın rububiyetini kabul ederek yalnızca O'na kulluk edip O'nun hükümlerine boyun eğmek; uluhiyetin yalnızca Allah'a ait olması anlamına gelir. O'ndan başkasının nizam ve kanunlarını tanıyan kişi, başkasının rububiyetini de, ona kulluk etmeyi de ve onun dinine bağlanmayı da kabul ediyor demektir.
Sayfa 290 - BekaKitabı okudu
Reklam
Varlık aleminin herhangi bir alanında Allah'ın uluhiyetini, rububiyetini, otorite ve idareciliğini kabul etmeyen veya bu hususiyetlerin yalnızca Allah'a mahsus olduğunun idrakinde olmayan bir kişinin, Allah'a teslim olmuş bir müslüman olduğunu söylemek mümkün değildir.
Sayfa 286 - BekaKitabı okudu
Allah'ın kâinat düzeni üzerindeki rububiyetini, hakimiyet ve idareciliğini kabul edip buna şehadet etmesine rağmen, bu rububiyet, hakimiyet ve idareciliğin beşer hayatına şamil olmadığını düşünen bir kişi, hakimiyet ve otoritenin, Allah'ın haricinde herhangi bir idareciye veya kâhine ait olduğunu kabul etmiş sayılır. Herhangi bir idarecinin veya kâhinin bu hak ve yetkiyi kullanmasına isteyerek ya da bunun idrakinde olmaksızın- rıza gösterip karşı çıkmayan kimsenin, kelime-i şehadetin bütün anlam ve medlullerini kabul etmeden söylediği bu şehadetin gereklerini yerine getirdiğini, Allah'tan başka ilah olmadığına şehadette bulunduğunu söylemek zordur.
Sayfa 286 - BekaKitabı okudu
Emrolunduğun gibi dosdoğru ol..
Kâhinler, hahamlar, papazlar ve yöneticiler de dahil, Allah'a koşulan ortakları, dünya hayatının işleyişi üzerindeki hakimiyet ve yetkilerinden tümüyle soyutlamak, hususi ya da umumi olsun, insan hayatını düzenleme ve tanzim hakkını, ortak koşmaksızın, rakip kabul etmeksizin yalnızca Allah'a vermek, her şeyin sahibinin, mâlikinin, hakiminin, yaratıcısının, rızık vericisinin Allah olduğunu, kainat nizamında ve insan hayatında dilediğini yapabileceğini kabul etmek... hasılı, rabbimize, kendisini bize tanıttığı gibi eksiksiz bir şekilde iman etmek İslâm'ın temel kaidesidir.
Sayfa 273 - BekaKitabı okudu
İnsan ne kadar cahildir..
Yahudiler Üzeyr, Allah'ın oğlu!' dediler, hristiyanlar da 'Mesih (İsa) Allah'ın oğlu!' dediler. Bu, onların ağızlarıyla söyledikleri sözleri ki önceden küfredenlerin sözlerine benzetiyorlar! Allah kahredesiler nereden saptırılıyorlar? Hahamlarını, papazlarını Allah'tan başka rabler edindiler, Meryem'in oğlu Mesih'i de! Halbuki hepsi ancak bir ilaha ibadet etmekle emrolunmuşlardı, ki ilah yalnızca O'dur! Onların koştukları şirkten münezzehtir O! Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar, Allah da razı olmuyor; ancak nurunu tamamlamayı diliyor, isterse kâfirler hoşlanmasınlar! (Tevbe/30-32) Yukardaki ayetlerde görüleceği üzere, Allah Teâlâ, yahudilerin 'Üzeyr, Allah'ın oğlu!', hristiyanların da 'Mesih (İsa) Allah'ın oğlu!' demeleriyle, haham ve papazlarının koyduğu kanunları kabul etmekle onların şeriatlarını kabul etmelerini aynı konumda değerlendirmiştir. Her iki durum da, Allah'ı birlemeye (tevhid inancına) aykırı olup Allah'a şirk koşmaktır. Birincisi, itikat açısından, ikincisi de hakimiyet açısından şirktir. Allah'a, hakimiyet açısından şirk koşmakla, itikat açısından şirk koşmak arasında hiçbir fark yoktur; her ikisi de Allah'a şirk koşmak sayılır.
Sayfa 272 - BekaKitabı okudu
Reklam
287 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.