Sabrı, istikrarlı bir hayatı ve okuma hevesleri olmayan kimselerin, şehit Hasan el-Benna'nın: "Erkeklik; sabırla, istikrarla, ciddiyetle ve devamlı çalışmakla olur. Bir meyveyi olgunlaşmadan dalından koparmak için acele edenlerin kendilerine başka uğraş bulmaları onlar için daha hayırlıdır. Kim ki, çekirdek toprağa atılıncaya, ağac meyve verinceye ve meyve olgunlaşıp koparılma çağına gelinceye dek Islam'ın kutlu davasında benimle sabrederse onun ecrini ve ödülünü Allah verecektir. 0 bizi muhsinlerin ecrinden mahrum bırakmaz. Bu kutlu yolda ya zafer elde edip lider ve hâkim konumuna geliriz ya da Allah yolunda şehit olur gerçek mutluluğu ve huzuru elde ederiz" sözü üzerinde uzun uzun düşünmesi ve ders çıkarması gerekir.
Sayfa 132Kitabı okudu
Ana-Beyit mezarlığının bir efsanesi, Juan-Juanlar’ın bozkırı işgal ettikleri çağlara dayanan bir hikâyesi vardı: Sarı-Özek’i işgal eden Juan-Juanlar tutsaklara korkunç işkenceler yaparlarmış. Bazen de onları komşu ülkelere köle olarak satarlarmış. Satılanlar şanslı sayılırmış, çünkü bunlar bazen bir fırsatını bulup kaçar, ülkelerine dönerek
Sayfa 142 - Ötüken
Reklam
Az çok tarihi teşekkül etmiş bir kurumu düşünce tarihi açısından ele alırken asgarî üç unsurun hesaba katılması gerekir. Bunlar a)Müessesenin kurucu düşüncesi/fikri/felsefesi ve bunun seyri b) Müessesenin tarihi ve maddî-insanî unsurları(binası, çevresi,hoca ve talebe kadrosu, ürünleri) c) Müessesenin üslubu,kendini ifade ediş biçimi ,kendilik bilgisi
Sayfa 381Kitabı okudu
Muhafazakâr-mütedeyyin çevrelerdeki müsbet-pozitif bilimlere(mühendislikleri ve tıbbı da içine alacak şekilde) olan sempatik ilgi (Risâle-i nur cemaatı için bu bir düşkünlük ve hastalıklı bir bağlılık haline geliyordu) onları kolej fikrine yakınlaştıran bir diğer kuvvetli sebepti. Felsefî derinlik arayışı hemen hemen hiç olmayan ama psikolojik ve toplumsal karşılığı yüksek ve anlamlı bu fikir de İslâm dünyasında güclu bir temayül olarak XIX.yüzyılın ortalarında başlayan din-bilim (İslâm-terakki) uzlaşması istikametine doğru kaydırmak düşüncesi ve teşebbüslerine çok yakındı,hatta onun mantığıyla işliyordu. İsmail Kara , Cumhuriyet Türkiyesi'nde Bir Mesele Olarak İslâm-2 , Sh. 410
Sayfa 410Kitabı okudu
Onun merkezi sistem düşüncesi; İstanbul kuşatması... Evet, Fetret Döneminde bir travma yaşandı ancak onu atlattılar. Babası 2.Murad da İstanbul'u kuşatmıştır. Bir de İslam dünyasının İstanbul'a bakışı var. Yani Fatih, bütün bu geleneğin taşıyıcısı aslında.
Sayfa 110 - KronikKitabı okudu
İbn Haldun hakkında Corbinin düşüncesi
Kutsal-Ruh'a özdeş kılınan faal akıl ile insan aklının birleşmesinden anladıkları ve yaşadıkları şeye tamamen yabancı göstermektedir. Onda Kutsal-Ruh fenomenolojisinin yerine bir sosyoloji geçmiş bulunmaktadır: Kutsal-Ruh'un aşkın hipostazı yerine sadece tarihsel insanlıkta içkin bulunan bir evrensel aklı tanıyan bir sosyoloji.
Reklam
Geri135
357 öğeden 351 ile 357 arasındakiler gösteriliyor.